Mesajı Okuyun
Old 19-02-2007, 00:05   #11
Tiocfaidh

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.ismailibis
Sayın m.gul
Sansürün yeri demokratik toplumlarda iyice irdelenmelidir.Sansürün sınırı nedir ve bu sınırı kim belirliyor ? Bunlar iyice arştırılmalıdır. Son örnekte Kurtlar vadisi-terör dizisinde görmekteyiz. Bence bu dizide Türkiyenin gerçekleri anlatılıyordu. Bizim doktorumuz,mühendisimiz orada sebepsiz öldürülmedi 30.000 askerimiz şehid oldu bunlar bence güzel bir dille anlatılıyordu. Dizinin eski bölümlerinde olan gençlere kötü örnek olma anlamında ki eleştirilere bende katılıyorum. Eğer problem buysa sadece şiddet içeren Kurtlar vadisi değil toplumun ahlaki ve manevi değerleriyle oynayan cinsellik temalı dizilerinde sansürlenmesi gerekir.
Saygılarımla

Bu ülkenin vatandaşları olarak yaşanan tüm acı ve sıkıntıları biz de sizin kadar iyi biliyoruz, sayın İsmailibis. Ancak 'Türkiye'nin gerçeklerini anlatmak'la şereflendirdiğiniz malum dizi bu uğurda sizce gerçekten bir kamu hizmeti mi görmektedir, yoksa yaşanan onca acıyı istismar etmek suretiyle yapımcıların ve yayıncı kuruluşun küpünü doldurmak amacına mı yönelmiştir? Aslında kızdığım malum dizinin yapımcıları Türk izleyicisinin yapısını o kadar iyi incelemiş ve karşı konulması imkansız, sonu gelmeyen bir talep tespit ederek öylesine tükenmek bilmeyen bir altın madeni keşfetmişler ki bu şahıslara kızmaktan çok ticari zekalarını ayakta alkışlamak geliyor içimden. Bu insanların ticari zakaları sayesinde hepimizin bildiği, bir çok yurttaşımızın içinde kıpırdanmalara yol açan meşhur 'kafaya çuval geçirme' olayının ardından apar topar bir film çekildi ve gişe rekorları kırıldı. Ardından ülkenin yumuşak karnı olarak gösterilen ve insanların gün geçtikçe daha çok hassaslaştığı terör meselesi üzerine yeni bir dizi çekilme girişiminde bulunuldu. Bunlar olurken de yukarıda sorduğum sorunun cevabında olması gerektiği gibi ne yapımcı, ne yayıncı, ne de oyuncular ülke menfaatlerini zerre kadar düşündü. Düşünülen ve uğrunda ter dökülen tek şey maddi menfaat ve ticari kazançtı. Oysa bu kutsal değerleri istismar etmek suretiyle her hafta insanların evine girerek kendilerini milyonlarca dolarlık reklamın hedef kitlesi haline getirmek de mesajınızda bahsettiğiniz 30.000 insanı katleden hasta zihniyetten farksızdı. (İsim vermekten özenle kaçınmama rağmen belirtmek durumunda kalıyorum)Mehmetçik vakfı, Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme vakfı, Şehit yakınları derneği, Gaziler derneği gibi binlerce kuruluş varken yukarıda bahsettiğim altın yumurtlayan tavuklardan elde edilen gelirleri batı ülkelerinde altın kaplama tamponlu limuzinlere binmekten başka hiç bir amaca yönlendirmeyen değerli yapımcı ve oyuncular sizce gerçekten mesajınızda ön plana çıkan övgüyü hak ediyorlar mı?

Malum dizinin yayından kaldırılmış olması sizleri üzmesin, merakla beklediğiniz heyecan ve aksiyon Türk toplumunun ve gözünü para kazanma hırsı bürümüş olan yapımcıların yapısı değişmediği sürece asla sona ermeyecek. Kendimce basit bir tahminle şöyle söyleyeyim; yakında Yunanistan'la ikinci bir Kardak krizi yaşarız, dizi yapımcıları da RTUK'un el uzatamadığı sinema salonlarında milli ve kutsal değerleri istismar etmek, ve hatta sömürmek suretiyle yine çuvallarını yemyeşil dolarlarla doldurur, biz de aksiyonsuz kalmamış oluruz. Siz değerli malum dizinin heyecanlı takipçilerini şimdilik metanete davet ediyor, pek yakında çekilmesi muhtemel yeni filminde 1.67'lik boyu ve sadece 2 silah arkadaşıyla 12 Yunan adasını yeniden Türk topraklarına dahil edecek olan malum kahramanımızın yolunu dört gözle beklemeyi öneriyorum. Hiç kimsenin gücüne gitmesin ama, ben başkalarını zengin etmek için yaşayan bir toplumun bireyi olmaktan hoşlanmıyorum. Daha da açığı, bireyi olduğum toplumun sırtına semer vurdurması kanıma dokunuyor.

Son olarak, konuyla doğrudan ilgisi olmamasına ve sayın Av.Uygarın mesajında belirtmiş olmasına rağmen mesajımda malum diziye temas ettiğim için kusura bakmayın. Sadece içimde birikenleri açığa vurmak istedim.

Saygılarımla