Mesajı Okuyun
Old 11-10-2010, 15:25   #2
Av. Erdem Akçay

 
Varsayılan

İnsan aklına dayalı, Türk hukuk sistemi gibi, hukuk sistemlerinin üstün tarafı, gelişmeye açık olmasıdır. Hukuk gelişir, yaptırımlar değişir. Hiç kimse, "Evet, bu güzel oldu. Böyle kalsın.", diyemez. Dolayısıyla sizinki gibi düşünceler her zaman olmuştur, olacaktır ve olmalıdır.

Düşüncelerinize gelince;

Hukuk, kişileri değil hakları korur. Mağdurun nasıl korunmaya değer hakları varsa, suçlunun da korunmaya değer hakları vardır. Savunma hakkı en temel hakkıdır. İndirimlerden faydalanma de bir diğer önemli hakkıdır.

Eğer kesin sürelerle cezalandırma yapılırsa, suçun değerini ölçemezsiniz. Örneğin;

1- Mehmet, yolda yürüyen Cengiz'i öldürdü.
2- Mehmet, kendisine tabanca ile ateş eden Cengiz'i öldürdü.

İki olaydaki suç seviyelerini, cezaların farklı olmaları gerektiğini belirtmeye sanırım gerek yok.

Bir diğer örnek, hırsızlığın gece yapılmasıdır. Gece yapılmasının ağırlaştırılma nedeni, mağdurun kendini koruyamaz halde olmasıdır. Gündüz hırsızlık yapan, bir karateciye saldırmışken, gece hırsızlık yapan 7 yaşındaki çocuğa saldırmış gibidir. Cezaların aynı olması beklenemez.

Hukuk hırsızın yanında olsaydı, hırsıza ceza vermemesi gerekirdi. Hukuk her zaman hakkın yanında olmaya çalışır. Başarır ya da başaramaz. Ama amaç budur.

Ayrıca cezalar, düşündüğünüzden oldukça ağır. Bunu en iyi, ceza verenler değil, ceza alanlar bilir sanırım.

"Hırsızlık yaparak geçinen aileler" konusunda sorun hukuk sistemi ya da cezalar değil. Konu ispatla ilgili. Bir kişinin suçlu olduğu ispatlanamıyorsa, o suçsuzdur. Suçlu ise zaten cezasını alır. Bulvar gazetelerinin(malesef bizde bulvar gazetesi olmayan gazete kalmadı) manşetlerine bakarak hukuk sistemini yargılamak doğru değil.

Salt cezalarla suç işlenmesinin önüne geçmek imkansızdır. El de kesseniz hırsız hırsızlık yapar, ödül de verseniz hırsızlık her zaman olacaktır. Cezaları, sosyal adaletle, eğitimle, kültürle, toplum bilinciyle desteklemediğimiz sürece suç oranlarının düşmesinin tek nedeni "baskı" olacaktır. "Baskı" ise, emin olun suç oranın yüksek olmasından çok daha kötüdür.

Son olarak verdiğiniz örnekte, şartlar aynıysa, aynı cezayı alırsınız. Eğer buna inanılmıyorsa, suç hukuk sisteminde değil, sistemi yürütenlerdedir.

Ben de son olarak şunu belirteyim, suç insanın doğasının gereğidir. Suç işlemek de bir haktır(hukuki değil) ve irade ürünüdür. Siz sırf bu iradenin önüne geçmek için sınırı aşar, tüm yolları denerseniz, robot bir toplum oluşturursunuz. Bunun en basit örnekleri de, din veya faşizmle ile yönetilen toplumlardır. Dışarıdan bakıldığında suç oranı düşük gözükür ama işin içine girdiğinizde göreceğiniz, devletin toplum üzerindeki sınırsız baskısı, size kendi evinizde hapishane hayatı yaşatır.