Mesajı Okuyun
Old 08-10-2006, 22:09   #5
Ayfer Gökçen

 
Kitap Bu da bilimsel bir açıklama

(alıntı)

Kadınlar nasıl erkek ister?

Bilimsel araştırmalara göre kadınlar efemine görünümlü erkeklere ilgi gösteriyor, babaları gibi kokanları tercih ediyor

londra

Yaşamın ezeli sırlarından biri, kadınların hangi tür erkeklerden hoşlandığı ve Bay Doğru'yu nasıl seçtikleridir" denir. Bilim adamları harıl harıl bu konular üzerine çalışıyor, her geçen gün yeni bir bulguyu ortaya çıkarıyor. Bu bulguları gördükçe, "İyi ki erkek değilim" diye düşünüyorum.
Bilim adamlarına göre günümüz kadını "efemine" görünümlü erkeklere ilgi gösteriyor. İdeal eş olarak seçeceği erkeğin yüzünde de anlamlı bir ifade arıyor. Yani büyük gözler, düz bir burun, yuvarlak ve simetrik çene, düzgün bir cilt. Modern kadın maço görünümlüden çok, bebek bezi değiştirecek, ev işlerinde yardımcı olabilecek izlemini veren yüz hatlarına sahip erkekleri istiyor. Bu erkek temiz yüzüyle partilerde arkadaşlarının beğenisini kazanacak kadar yakışıklı da olmalı ama çapkın olmamalı.
St. Andrews Üniversitesi Psikoloji Bölümü araştırmacıları 20'li yaşlarda yüzlerce erkek öğrenci fotoğrafı arasından seçilen oldukça yakışıklı 12 erkek fotoğrafından, bilgisayarda "ideal erkek yüzü" elde ettiler. Uzmanlar "idare eder görünümlü" erkeğin, zararlı genlere sahip olmadığı veya yok denecek kadar az sahip olduğu için günümüze kadar gelmeyi başardığını, bu yüzden de ideal olduğuna inandıklarını düşünüyor. Ünlü İngiliz aktör Hugh Grant'ın buna güzel bir örnek olduğu söyleniyor.

Koku ve genin önemi
Bir diğer araştırmanın sonucu ise çok ilginç; kadınlar babaları gibi kokan erkekleri tercih ediyor. Şikago Üniversitesi profesörlerinden Martha McClintock'un yürüttüğü araştırma cinsel seçimlerin genlerle ilişkisi olduğunu ortaya koydu. McClintock kadınların genetik farklılıkları hissettiklerini söylüyor: "Kadınlar bir tek genin bile kokusunu ayırt edebiliyor. Kadınların herhangi bir erkekten hoşlanması ise bu erkeğin genlerinin babasınınkine ne kadar benzediği ile orantılı."
Nature Genetics dergisinde yayımlanan bir bilimsel araştırmada onlarca bekar kadın incelendi. Bir süre kokusuz, tatsız yemekler yiyen, alkol, sigara ve seksten uzak tutulan erkeklerin iki gün boyunca sürekli giydikleri tişörtler bu kadınlara koklatıldı ve görmedikleri bu erkekleri, kokularından beğeni sırasına koymaları istendi. Kadınlar kendilerinkine tıpatıp uyan veya tamamen zıt genleri olan erkekleri değil, orta derecede değişikliğe sahip erkekleri tercih etti.
"Sarmısağı sevebilir ama o kokuyu 24 saat duymak istemeyebilirsiniz" diyen McClintock'a göre, saptanmak istenen şey bu kadınların hangi erkeklerle uzun süre birlikte olabilecekleri. McClintock kadınların seçimlerini etkileyen faktörün babalarından gelen HLA adlı genler olduğunu söylüyor: "Her kadın genetik uyumun en iyi ölçüsü sayılan ve yalnızca babadan gelen HLA genlerini saptamak için teste tabi tutuldu. Araştırmanın sonunda kadınların uzun vadeli ilişkilerinde babalarının genlerine yakın genlere sahip erkekleri tercih ettiklerini gördük."

Centilmenler revaçta
Bir diğer bilimsel araştırma ise kadınların hâlâ kibar ve duyarlı erkekleri tercih ettiğini ortaya koyuyor. 60'lı yıllarda başlayan cinsel devrim centilmenliğin sonu olarak görülmüştü. Ama eski tür şövalyeliğin kadınlar arasında hâlâ revaçta olduğuna şüphe yok. Görüşleri alınan kadınların yarısı erkeklerin sosyal statüden, kadınlara nasıl davranılması gerektiğinden haberleri olmadığını düşünüyor.
Bu gruba göre erkekler ancak amaçlarına uyduğu zaman centilmence davranıyor. Psikolog Dr. David Lewis kadınların, iş hayatında ve sporda başarılı erkeklere hayranlık duyduğunu söylüyor. Ama sandalyeyi çekmek, kapıyı açmak, paketleri taşımak, iltifat etmek gibi davranışlar paradan da önemliymiş.
Yakında erkekler için "centilmenlik okulu" açacak olan ünlü viski markası Glenlivet'in yaptırdığı bir anket, kadınlar arasında yaygın olan kibarlık beklentisinin nerede oturduğuna ve şövalyeliği nasıl tanımladığına bağlı olduğunu ortaya koyuyor.

Bitmeyen arayış
Şövalyelikte başı İngiliz erkekleri çekiyor. Japonlar ve İtalyanlar yakın takipçileri. Amerikalılar, Avustralyalılar ve Almanlar listenin sonuncuları.
Eskiden erkeklerin kadınlara oranla daha kısa ömürlü olmaları, hızlı yaşamalarına, şiddet yanlısı ve kaba olmalarına, daha çok risk almalarına bağlanırdı. Ama bilim adamları artık yaşam tarzının da kabalık gibi faktörleri tetiklediğine inanıyor. Araştırmalar erkeklik hormonu testosteronun, erkek bünyesini zayıf düşürdüğünü de ortaya koydu. Aynı zamanda vücutlarının büyüklüğü nedeniyle çok büyük oranda parazit, mikrop, bakteri ve gözle görülemeyen kurtçuklar barındırıyorlar. Bu yüzden memeli hayvanların ve insanların erkekleri daha çok bulaşıcı hastalıklara maruz kalıyor.
Sterling Üniversitesi'nde öğretim görevlisi Dr. Ken Wilson "hadım edilmiş erkeklerin edilmemişlere nazaran ortalama 15 yıl daha fazla yaşadıklarını" söylüyor. Ama bütün neden bu değil. Vücutça dişilerden daha büyük olduklarından zararlı mikroorganizmalara daha çok hedef oluyorlar.
Laboratuvar koşullarında türetilmiş bir erkek tipiyle karşılaşıncaya kadar kadınların "ideal erkek" arayışı biteceğe benzemiyor.