Mesajı Okuyun
Old 03-06-2021, 13:57   #4
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

KALP



"Yok Cengiz şöyle, yok Cengiz böyle... Başka bir şey demiyorsunuz! Ne istiyorsunuz benden ya? Neden başka şeyleri de konuşmuyorsunuz? Daha ufacık çocukken babamdan yediğim dayaklardan bahseden yok! Kaç kere kömürlüğe kapatıldığımı hanginiz anlatacak? Okumak isteyen ama okutulmayan, yapmak istediği her işte önüne engeller konan kim? Bunları hiç söylemiyorsunuz. Ama bu işi batırdı, şunda iflas etti... Anlatıp duruyorsunuz. Bir tek ben kötüyüm, hepiniz sütten çıkmış ak kaşıksınız! Yüzüme söylemeye de cesaretiniz yok, hep arkamdan konuşuyorsunuz. Hadi söylesenize şimdi!"

Bağırarak konuşuyordu Cengiz. Herkes şaşkın, dikkatle dinliyorlardı. Sonunda Ayşe Hala dayanamadı, gelip sarıldı. "Ah yavrum!" dedi. Cengiz'in gözleri doldu, sesi titreyerek devam etti.

"Mesela, böbrek için para istemişim... Vay neden istemişim! Kimse bilmiyor derdimi. Çünkü ne zaman anlatsam, inanmadınız, ciddiye almadınız. Bu yaşıma kadar neden evlenmediğimi bile sormadınız!"

"Anlat evladım, anlat valla dinleyeceğiz." diyerek O'na tekrar sarıldı halam.

Sevdiği kızdan ilk o zaman sözetti Cengiz. Adı Bahar, yaşı yaşına, boyu boyuna uygunmuş. Ama kalbi delikmiş ne yazık ki. Bir türlü tedavi ettirememişler. Zaten babası yokmuş, anası yaşlı ve yoksul... Çapa'ya, Hacettepe'ye götürmüş. Demişler ki, ancak Amerika'daki şu ünlü Türk doktor yaparsa ameliyat başarılı olur. E Amerika bu, öyle kolay değil oraya gitmek. Gitmekle de bitmiyor; ameliyat dünya para, tedavi desen pahalı... Binlerce dolar lazım. Amerika'daki doktorla konuşmuşlar, kızın tetkiklerini internetten yollamışlar. "Olur." demiş doktor ama öyle bir rakam söylemiş ki!

Cengiz bunları anlatmayı bitiririp yere yığıldı. Gözleri ağlamaktan kan çanağına dönmüş, dudakları titriyordu. Zar zor "Bahar ölürse yaşayamam ben... Kurtulursunuz benden..." diyebildi.

Ayşe Hala hepimizin yakasına yapıştı. "Hadi, bu çocuğun derdine çare olalım. Gelinimiz iyileşsin, şöyle davullu zurnalı düğün yapalım." diyerek bütün akrabaları sıkıştırdı. Bir hafta içinde neyimiz var neyimiz yok ortaya döktük. Kimi altınlarını bozdurdu, kimi bankadaki parasını çekti. Böbrekten kalan para ile birlikte hesaplayınca 1 milyonu geçen miktar, dolara çevirince küçülüveriyordu. Bahar'ın da krediydi, borçtu derken biraz topladığını söyledi Cengiz. Ucu ucuna yetecekti böylece.

Getirip bizle tanıştırdı kızı. Uçak biletlerini benim kredi kartımla aldık, arkalarından su dökerek İstanbul'a uğurladık genç aşıkları. Ertesi akşam Amerika'ya vardıklarını mesajla bildirdiler ama sonra günlerce haber çıkmadı. Meraktan çatlıyor, kızcağız iyi olsun diye dualar ediyorduk.

"Oralardan kolay değil memleketi aramak." dedim kahvede konuşurken. "Herşey ateş pahasıdır." Boşları toplarken gülerek lafa karıştı çaycı Ahmet. "Ne Amerika'sı ya? Kıbrıs'a kumara gitti. Para bitince gelir. Siz yeni hikayelere inanmaya hazırlanın şimdiden."


Cengiz Aladağ, 07.12.2020