Mesajı Okuyun
Old 22-11-2016, 14:16   #2
Av. Zeynep TÜFEKÇİ

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım;

Aidat Borcu ve kira gibi alacaklarda ayrı ayrı icra takibine geçilmesinde bir sakınca olmamakla birlikte, takip tarihinin önem taşıdığı kanaatindeyim. Mayıs ayında Mayıs aidat borcu, Haziran ayında Haziran aidat borcu vd... şeklinde yapılan takiplerde bir sorun görünmeyecektir ancak bugün tek bir takiple istenebilecek birikmiş aidat borcunun bölünerek talebi, hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilebilir.

İlamın bölünerek icraya konulması konusunda verilen Yargıtay 18. H.D'nin 28.05.2015 tarihli kararında;

" Hakkın kötüye kullanılmasını; hukuken var olan bir hakkın sınırlarını aşarak ya da o hakkı gerekçe göstererek hukuka aykırı eylemler yapma durumu olarak veya bir hakkın, Yasa'ların tanıdığı yetkilerin sınırları içinde olmakla birlikle, amacından saptırarak kullanılması olarak da açıklayabiliriz. Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesine göre herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz. Yani bir hak sahibi hakkını kullanırken ve borçlu borcunu öderken objektif iyi niyet kurallarına uymak, dürüst davranmak, başkalarını zarara uğratmamak zorundadır. Hak sahibi başkasına zarar vermek amacını taşımasa bile hareketi açıkça iyi niyet kurallarına aykırı ise ve başkasını zarara uğratıyorsa veya hak sahibine sağladığı yarar ile başkasına verdiği zarar arasında aşırı dengesizlik varsa bu durumu hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirebiliriz. Anayasa başta olmak üzere, Hukuk Muhakemeleri Kanunu, Türk Medeni Kanunu ve Türk Borçlar Kanunu hak sahibinin hakkını kullanırken objektif iyi niyet kuralları içinde hareket etmesini emretmiş aksi davranışın hukuk düzeni tarafından korunamayacağını belirtmiştir." ifadeleri yer almaktadır.

Yine tek alacağın borçlulara bölünerek talep edilmesi yönündeki şikayete ilişkin TBB Disiplin Kurulu'nun 07.02.2009 tarihli Kararında da benzer ifadeler yer almaktadır.

"Takip konusu edilen alacak aynı karardan doğmakta ve tek bir miktar olarak hükme bağlanmış bulunmaktadır. Aynı borcun, bütün borçlulara bölünerek ayrı ayrı takip yapılması halinde asıl borç tutarı değişmemiş olsa bile, her dosya için ayrı ayrı yapılan maktu icra giderleri ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 12. maddesi uyarınca, nispi avukatlık ücreti maktu ücretin altına kalamayacağı için, her icra dosyası için ayrı ayrı maktu tarife üzerinden avukatlık ücreti eklenecektir. Yapılan eylemin amacını da ancak bu biçimde değerlendirmek mümkündür. Borçluların itirazı üzerine verilen İcra Mahkemesi kararında da ayrı ayrı takip yapılmasının kötüniyetli ve yasaya aykırı olduğuna karar verilmiştir(..)Bu nedenlerle, şikayetlinin eylemi disiplin suçunu oluşturduğundan Baro Disiplin Kurulunda yapılan değerlendirmede hukuki isabet görülmemiş ve şikayetli hakkında disiplin cezası verilmesine yer olmadığına ilişkin kararın kaldırılarak, şikayetlinin kınama cezası ile cezalandırılmasına karar vermek gerekmiştir."

Dolayısı ile ilamsız takipler için doğrudan bir karar bulunma dahi, yukarıda zikredilen ve benzeri kararların kıyasen uygulanması gerektiği kanaati ile şikayet yoluna başvurulabilir düşüncesindeyim.

İyi çalışmalar dileklerimle.