Mesajı Okuyun
Old 14-09-2007, 16:20   #6
halit pamuk

 
Varsayılan

Bu konu bu sitede ve diğer yerlerde çok tartışılan bir konu:


1. hizmet kusuru ile kişisel kusuru ayırt etmeniz gerekiyor.Eğer Doktora adli yargı da dava açacaksanız mutlaka salt kişisel kusura dayanmalısınız. Aksi takdirde davanız husumetten red olunur.

"Buna göre, kural olarak, kamu görevlisinin görev ve yetkilerini kullandığı sırada doğan zararın giderilmesi istemiyle, görev kusurunu kapsayan hizmet kusuru esasına dayanılarak, idari yargıda ve ancak idare aleyhine dava açılabilecek; yargı yerince tazminle yükümlü tutulması halinde idare, ilgili yasa kurallarının gösterdiği şekil ve şartlara uygun olarak, sorumlu personeline rücu edebilecektir.

Buna karşılık, kamu görevlisinin görev ve yetkilerinden, resmi sıfatından ayrılabilen; başka bir anlatımla, suç biçimine dönüşerek idari olma niteliğini yitiren eylem ve işlemlerinin, yukarıda belirtilen Anayasal korumanın dışında kaldığını ve dolayısıyla, doğrudan doğruya kamu görevlisine karşı şahsi kusuruna dayanılarak adli yargı yerinde tazminat davası açılabilme olanağı bulunduğunu da belirtmek gerekir"(uyuşmazlık mah.E. 2006/26, K. 2006/75T., 5.6.2006)



"Davacılar, 5.7.1999 tarihinde Muğla Devlet Hastahanesi ne tedavi için yatırılan murislerinin hastahane dahiliye uzmanı davalı Dr. Cehdi tarafından sponton solunum yetersizliği tanısı konularak ileri tetkik ve sürekli yoğun bakım tedavisi yapılmak üzere İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edildiğini; Muğla Devlet Hastahanesi ne ait iki adet ambulansın da hasta sevkinde olduğundan, Muğla Şoförler Odası ambulansının temin edilerek onunla sevkedildiğini, ambulansın gerekli donanıma sahip olmadığını, yolda ambulanstaki oksijen tüpünün arızalı olduğunu anlaşıldığını, hemşirelerin elle oksijen vermeye çalıştığını, hastanın İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastahanesine yetiştirildiyse de, takılan hortumlardan mikrop kaptığını ve murislerinin 22.7.1999 tarihinde vefat ettiğini, murisleri Ömer'in tedavisi sırasında hizmet kusuru işlendiğini ileri sürerek destekten yoksunluk ve manevi tazminat istemişlerdir. Davaya konu olayda davacılar, davalı doktorun ve hastahanenin hizmet kusuruna dayanmaktadır. T.C. Anayasası'nın 129/5. maddesinde yazılı koşulların gerçekleşmesi halinde tazminat davalılarının ileride asıl sorumlularına rücu edilmek kaydı ile ancak idare aleyhine açılabileceği hükme bağlanmıştır. Davalı doktorun, kamu görevlisi olarak yetkilerini kullanırken işlediği kusurlu eylemden doğan tazminat davası, kendisine rücu edilmek koşulu ile ancak idare aleyhine açılabilir. Kaldı ki davalı Dr. Cehdi gerçek kişi olup, idari yargıda aleyhine dava açılamaz. Mahkemenin husumeti doğrudan doğruya gözetmesi gerekir. Bu nedenle davalı Cehdi hakkında davanın husumet nedeniyle reddi gerekirken, görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir." (13. HUKUK DAİRESİ E. 2002/5171 K. 2002/6918 T. 10.6.2002)




2. SSK hastaneleri ile ilgili içtihat, SSK niteliği gereği özellik arz ettiği için devlet hastanelerinden(sağlık bakanlığı) ayırt etmek gerekiyor.


"Sosyal Sigortalar Kurumu, 506 Sayılı Yasaya göre kurulmuş ve özel hukuk hükümlerine tabi tüzel kişiliği bulunan bir kuruluştur. Bu itibarla taraflar arasındaki uyuşmazlığın adli yargı yerinde çözümlenmesi gerekir"(4. HUKUK DAİRESİ E. 2005/7846 K. 2005/8128T. 12.7.2005)



3. Davayı Sağlık Bakanlığına yöneltip hizmet kusuruna dayanacaksanız;dava idari yargıda açılmalıdır.


Danıştay
ONUNCU DAİRE 1999 5475 1997 4839 09/11/1999

KARAR METNİ
DAVACILAR YAKINININ YARALI OLARAK GETİRİLDİĞİ HASTANEDE KALDIĞI UZUN SÜRE İÇERİSİNDE YETERLİ TIBBİ MÜDAHELENİN YAPILMAMASI SONUCU VEFAT ETMESİ NEDENİYLE UĞRANILAN ZARARIN İDARECE TAZMİN EDİLMESİ GEREKTİĞİ HK.<
Temyiz Eden (Davalı) : Sağlık Bakanlığı
Karşı Taraf (Davacı) : ...
Vekili : Av. ...
İstemin Özeti : Uğranıldığı ileri sürülen ... lira maddi, ... lira manevi zararın yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılan dava sonucunda davanın kısmen kabulü yolunda ... İdare Mahkemesince verilen ... tarih ve ... sayılı kararın temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
D.Tetkik Hakimi : Yakup Bal
Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile usul ve hukuka uygun bulunan mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı : Öcal Beningtan
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği düşünüldü:
Dava, davacılar yakını ...'in 17.3.1996 tarihinde yaralı olarak getirildiği ... Numune Hastanesinde kaldığı uzun süre içerisinde yeterli tıbbi müdahalenin yapılmaması sonucu vefat ettiği öne sürülerek uğranıldığı iddia olunan 1.400.000.000 lira maddi, 450.000.000 lira manevi zararın yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılmıştır.
... İdare Mahkemesi; davacılar yakınının tedavisinde gerekli ve yeterli müdahalenin yapılmadığının bizzat Bakanlık tarafından yaptırılan soruşturma ve bilirkişi incelemesi sonucunda tespit edildiği, dolayısıyla sağlık hizmetinin iyi işlemediği, idarenin hizmet kusurunun sabit olduğu gerekçesiyle anne için ... lira, Baba için ... lira maddi tazminat ödenmesine, yine anne ve baba için ...'ar lira, kardeşlere ve nişanlıya ise ...'ar lira olmak üzere toplam ... lira manevi tazminat ödenmesine, hükmedilen maddi tazminata idareye yapılan başvurunun reddedildiği tarihten itibaren yasal faiz uygulanmasına karar vermiştir.
Davalı idare, ölüm olayının hizmet kusurundan kaynaklandığının kesin olarak tespit edilemediğini ileri sürerek, anılan mahkeme kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
İdare ve Vergi Mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 3622 sayılı Yasayla değişik 49.maddesinde yer alan sebeblerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen ve yukarıda özetlenen gerekçelere dayalı olarak verilen ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve ... sayılı kararı, usul ve hukuka uygun olup, bozma nedeni bulunmadığı anlaşıldığından, temyiz isteminin reddine ve anılan kararın onanmasına, 9.11.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.