Mesajı Okuyun
Old 01-07-2009, 09:57   #13
Academic

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan minee.mine
Ortak bir hayatı paylaşıyorsanız kimse kimseye köle olmamalı. Kadın dışarda bir işte çalışmıyorsa, tabiyki evde çalışacak. Fakat eşlerin ikiside dışarda zaten çalışıyorsa, bırakın evdeki sorumluluklar paylaşılsın.
Amacım erkeklere saldırmak değil, zaten feminizmin erkek düşmanlığı değil bir hak arayışı olduğunu düşünüyorum.
Kadın ve erkek hayatı dengelerse; birbirlerinin haklarına saygı duyup yardımcı olursa, gereksiz çatışmalar da ortadan kalkmış olur. Kimse kimsenin hakkını gasp etmezse, hak arayışına girmeye de gerek kalmaz diye düşünüyorum.

Ya kadına toplum tarafından yüklenmiş roller? Bunlardan bir çırpıda sıyrılmak ve eşitliği sağlamak sizce mümkün müdür?

Kadın ve erkek arasındaki hayatın dengelenmesi için eşitliğin kendisi bile eşitsizlik yaratır. Kadının biyolojik farklılıkları ve doğanın ona yüklediği sorumluluklar gereği kadın ve erkek arasındaki eşitliği değil pozitif ayrımcılığı savunmak gerekir diye düşünüyorum. Tüm etkenleri dışta bırakıp kadın ve erkeğe eşit olanaklar tanısak bile kadının doğasından gelen özellikleri onun kendi sınırlarını daha dar çizmesine neden olacak ve kadın kendi engellerini kendi yaratmaya başlayacaktır.

Feminizm değil de" toplumsal cinsiyetçilik " adı altında tartışmak daha uygun sanırım. Feminizm kavramının kendisi bile tepki uyandırıyor ve erkeklerce itici bulunuyor. Hatta bazı kadınlar bile bu kavramdan korktukları için midir bilinmez, sözlerine "sakın ha yanlış anlamayın ben Feminist falan değilim, ama,......." diye başlıyor. Önce bundan sıyrılmak gerekiyor galiba. Feminizm kötü bir şey değildir korkmayın diyerek yapılan açıklamalar çok etkili değil sanırım ki hala bu kelimeden bucak bucak kaçan insanlar tanıyorum.

Kadının işkolik olması başka bir şeydir bunun Feministlikle alakası bence yok. Erkekler de işkolik olabiliyor, onların bu ANORMALLİKLERİNİ hangi kuramla bağdaştıracağız?