Mesajı Okuyun
Old 18-06-2007, 21:49   #4
Av.Gülsüm Sezen

 
Varsayılan

Ayhan Bey;

İnsanoğlu var olalıdan beri en az çözümlenebilmiş dallardandır insan ilişkileri, hele ki aşksa söz konusu olan; pek izafi olur cevaplar..Sokrates'in "Bildiğim tek şey, hiçbir şey bilmediğimdir" sözü gibi; bu konuda da üretilebilecek tek tez "hiçbir genel-geçer tez üretilemeyeceği"dir

Ancak somut olayda, şahsi fikrimi belirtmek isterim:Hani dilekçelerimizde/kararlarda yer alan "evliliğin çekilmez hale gelmesi, temelinden sarsılması" durumu söz konusu olmadığı sürece; en çok da çocuklar bakımından esaslı bir fedakarlık yapılmalıdır. Onlara olumsuzluk yansıtılmaması mümkün olduğu sürece -çocuklar için boşanmak ideası nasıl yaygın olduysa- , çocuklar için asgari standartta bir huzur ve istikrar sağlanabiliyorsa boşanma yolu tercih edilmemelidir bence.
Aşkın,heyecanın bitmesi; çocuk olmayan ve ki her iki yanında aynı hislerde olduğu bir evlilikte pek güçlü bir boşanma nedeni olmalıdır. Ancak çocuk olduğu veya taraflardan biri aynı hislerde olmadığı zaman en az bir şans daha verilmeli bence çocuklara/ karşı tarafa..

Bence boşanmaların günümüzde bu denli artmasında esas nedenler; günümüz şahsiyetlerinde "ego"nun ciddi anlamda ağır basması, fedakarlık yapmanın kişiliğinden taviz vermekle karıştırılması, fazla özgüven gibi nedenlerdir.

Yukarıda arz ettiğim nedenlerle ; evliliğin aşkı öldürmediğinin tespiti ile, asıl faillerin (karı/koca)aşkı bizzat öldürdüğünün kabulü ve dolayısıyla bu nedenle bu kişilerin hiç değilse egolarının törpülenmesi şeklinde bir tedbir ile cezalandırılmasını aşk adına bilvekale arz ve talep eylerim Saygılarımla..