Mesajı Okuyun
Old 06-09-2008, 00:04   #1
Av.Duygu Keleş

 
Varsayılan Antika toplamak bir tutkuymuş anladım...

Yıllarca eski püskü diye bir kenara attığımız,her iş bitti bir de bunları mı temizleyeceğiz diye nereye tıkıştıracağımızı bilemediğimiz,atamızdan dedemizden yadigar kalan kimbilir neler vardır evimizde kıyımızda köşemizde.

Yaşadığım şehirde bir antikacı bey vardı,dükkanının önünden geçerken bu kadar pislikle nasıl uğraşıyor diye geçiridim içimden tozlu metal parçalarına baktığımda.Bir gün o tozlu metal parçalarına sahip olabilmek için didineceğimi bilmeden.

Çocukluğumda tüm çocuklar gibi peçete kolleksiyonlarım,gazoz kapağı kolleksiyonlarım olmuştu.Ama hepsi annemin üstün çabaları sonucunda bertaraf edilmişti.

Yeni kolleksiyonuma kimse dokunmaya cesaret edemiyor.Zira hepsinin maddi olmasa da manevi ve tarihi değerleri var.

Bu tutkuyu bana aşılayan,kolleksiyonumun ilk parçalarını,kendi kolleksiyonunu bozma pahasına bana hediye edene bu konuda minnettarım.Hiç bir zaman sözünü dinlemeyeceğim bir telkinde bulunmuştur
"Kolleksiyoncu ya zengin olmalı,ya hırsız olmalı ya da yüzsüz olmalı" Ya para ile alacaksın(ki en basit kapı tokmağı epey para ediyor),ya yalvarıp zorla hediye ettireceksin yada baktın hediye etmiyorlar......

Her sahip olduğunuzun bir hatırası olacaktır mutlaka.Tarihi değerlerimizi muhafaza edelim.