Mesajı Okuyun
Old 06-04-2010, 14:27   #18
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
"Yukarıdaki hukuksal ilkeler"i de keşke ekleyebilseydik, çok daha etkileyici olurdu.
Alıntı:
T.C. YARGITAY
10.Hukuk Dairesi

Esas: 2007/5188
Karar: 2008/645
Karar Tarihi: 29.01.2008

ÖZET: Alacağın küçük parçalara bölünmesi suretiyle ayrı davalara konu yapılıp, birden fazla vekalet ücreti edinilmesine yol açar şekilde dava hakkının kötüye kullanılmasının iyiniyet kurallarıyla korunmasına olanak bulunmadığı ve bu yönün kamu düzenine ilişkin olduğu gözetilmelidir.

(4721 S. K. m. 2) (1086 S. K. m. 438)

Dava: Davacı, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, tasarruf teşvik alacağı ve nema tutarlarının yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir.

Hükmün, davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

Karar: Davacı tarafından, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak koşuluyla, 20.00 YTL'nin tahsili istemiyle açılan cava sonuca verilen kabul karan, 16.11.2006 tarihinde kesinleşmiş olup; saklı tutulan haklar tutarını oluşturan 163,94 YTL'nin tahsiline yönelik eldeki dava ise, 22.06.2006 tarihinde açılmış ve her iki dava sonucu kurulan hükümde de, davacı taraf yararına, karar tarihinde geçerli tarife uyarınca maktu vekalet ücretine hükmedilmiştir.

<Medeni Kanunda yer alan dürüstlük ilkesi (TMK m. 2) genel bir hukuk ilkesi olup usul hukukunda da geçerlidir... Devletin bir kurumu olan mahkemenin haksız, hileli ve kanuna aykırı şekilde bir yargılama ile uyuşmazlığı çözümlemesi düşünülemez. Ayrıca dürüstlük kuralı, kamu yararı açısından da dikkate alınmayı gerektirir. Çünkü, davanın usûl ekonomisine uygun şekilde sonuçlanması, ancak dürüstlük kuralının medeni usul hukukunda da geçerli olması ve hakim tarafından kendiliğinden nazara alınmasıyla mümkün Olur.> (Prof. Dr. Hakan Pekcamtez/Prof. Dr. OĞUZ Atalay/Doç. Dr. Muhammet Özekes, Medeni Usul Hukuku, 6. Bası, Ankara 2007, s. 275-277)

Kısmi dava açılmasını engelleyen bir yasal düzenleme bulunmamakla birlikte; hakim tarafından re'sen uygulanması gereken iyiniyet kuralına, taraflar ve avukatların da uyma yükümlülüğü gözetildiğinde; alacağın küçük parçalara bölünmesi suretiyle ayrı davalara konu yapılıp, birden fazla vekalet ücreti edinilmesine yol açar şekilde dava hakkının kötüye kullanılmasının, yukarıdaki hukuksal ilkeler ışığında korunmasına olanak bulunmadığı ve bu yönün kamu düzenine ilişkin olduğu gözetilmeksizin, davalı Kurumun toplam borcun çok üzerinde vekalet ücreti ve yargılama gideriyle sorumluluğuna yol açılması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

Ne var ki bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamak, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.

Sonuç: Hüküm fıkrasının yargılama gideriyle vekalet ücretine ilişkin (3) ve (4) numaralı bentlerinin hüküm fıkrasından silinmesine, yerine <3-Vekalet ücreti takdirine yer olmadığına ve davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,> ibaresinin yazılmasına ve kararın bu haliyle düzeltilerek ONANMASINA, 29.01.2008 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları