Mesajı Okuyun
Old 22-12-2011, 11:14   #7
Avanıl

 
Varsayılan

Şu karara bakın belki işinize yarar.

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2003/2018
K. 2003/3132
T. 10.3.2003
• ZİYNET BEDELİ DAVASI ( Kadının Müşterek Konuttan Ziynetlerini Almadan Ayrılmak Zorunda Kalması - Bedelinin Ödenmesi Gereği )
• KADININ EVDEN AYRILMASI ( Ziynet Eşyalarını Alamaması Nedeniyle - Bedelinin Ödenmesi Gereği )
• TAZMİNAT MİKTARININ BELİRLENMESİ ( Davacının Daha Az Kusurlu Olması - Sosyal Ekonomik Koşullar İhlal Edilen Kişilik Hakları Dikkate Alınanarak Tespit Edilmesi Gereği )
4721/m. 220, 174
818/m. 42, 44
ÖZET : Ziynetlerini almadan evini terk eden kadının ziynetlerinin tazmini gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm tazminatlar, ziynet eşyaları ve yargılama giderleri yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle kadının boşanma davasının da kabulü gerekirse de bu yön temyiz edilmemiş bulunmasına göre davacı ve davalı kadının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2-Davalı tanığı Nurhayat Ç.’in beyanına göre davacı kadın ziynet eşyalarını alamadan müşterek konuttan ayrılmak zorunda kalmıştır. Ziynet eşyaları yönünden de davanın kabulü gerekirken reddi bozmayı gerektirmiştir.

3-Tarafların tesbit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecesine paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdiredilen maddi ve manevi tazminat azdır. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Borçlar Kanununun 42 ve 44. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi ( TMK.md.174/1 ) ve manevi ( TMK .md. 174/2 ) tazminat taktiri gerekir.

Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır.

SONUÇ : 1-Hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu kesimlerinin 1. bentte gösterilen nedenlerle ONANMASINA,

2-Hükmün 2 ve 3. bentlerde gösterilen nedenlerle davacı kadın yararına BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 10.03.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Ancak bir de Yargıtay'ın şöyle kararları var.

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2003/4572
K. 2003/7700
T. 27.5.2003
• İSBAT YÜKÜ ( Kanunda Aksi Öngörülmedikçe Kural Olarak Herkesin İddiasını İsbatla Yükümlü Olması ve İsbat Yükünün Hayatın Olağan Akışına Aykırı İddia ve Savunmada Bulunana Düşmesi )
• GENEL İSBAT USULÜ ( Kanunda Aksi Öngörülmedikçe Kural Olarak Herkesin İddiasını İsbatla Yükümlü Olması ve İsbat Yükünün Hayatın Olağan Akışına Aykırı İddia ve Savunmada Bulunana Düşmesi )
• ZİYNET DAVALARINDA İSBAT USULÜ ( Davacı Kadının Evi Terk Ederken Ziynet Eşyasının Zorla Elinden Alındığını ve Götürülmesine Engel Olunduğunu Evde Kaldığını İsbat Yükü Altında Olması )
• ZİYNETLERİN VARLIĞINI İSBAT ( Davacı Kadının Evi Terk Ederken Ziynet Eşyasının Zorla Elinden Alındığını ve Götürülmesine Engel Olunduğunu Evde Kaldığını İsbat Yükü Altında Olması )
4721/m.6,179,219
1086/m.288
ÖZET : Kanunda aksi öngörülmedikçe kural olarak herkes iddiasını isbatla yükümlüdür. İsbat yükü hayatın olağan akışına aykırı iddia ve savunmada bulunana düşer. İleri sürdürdüğü bir vakıadan lehine haklar çıkaran kimse iddia ettiği olayları ispat etmelidir ve ispat yükü daha kolay başarana düşer. Bu nedenle davacı kadın dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, isbat yükü altındadır.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hükmün temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki istenilmekle duruşma için tayin olunan bugün temyiz eden Yavuz K. vekili Av. Türkan Kara geldi. Karşı taraf tebligata rağmen gelmedi. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalının ( kocanın ) aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2-Ziynetlere ilişkin temyizin incelenmesine gelince;

Kanunda aksi öngörülmedikçe kural olarak herkes iddiasını isbatla yükümlüdür ( M.K.6 ). Ancak iddialar karşılaştığında kimin isbat yükü altında bulunduğunun tesbiti her zaman kolay olmamaktadır. Bunun için gerek ilmi gerekse kazai içtihatlarda bir takım ölçülere yer verilmiştir.

a ) Hemen bütün ilim adamlarının birleştiği ve Yargıtay uygulamasında kararlılık ifade eden ölçüye göre, isbat yükü hayatın olağan akışına aykırı iddia ve savunmada bulunana düşer ( Prof.Baki Kuru,Hukuk Muhakemeleri Usulü, 1968,sh.372; Prof. İlhan Postacıoğlu,Medeni Yargılama Usulü, 1970,sh.464; Prof.Necip Bilge, Hukuk Yargılamaları Usulü,l967, sh.449; Prof.Sabri Şakir Ansay Hukuk Muhakemeleri Usulü, 1957,sh.248-249; Prof.Saim Üstündağ Hukuk Muhakemeleri Usulü, 1973, sh.378; H.G.K.nun 19.7.1967 gün ve 239-340 sayılı, 7.6.1974 gün ve 1972/84 sayılı kararları; Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 6.6.1983 gün ve 4936-5076 sayılı kararı ).

b ) İleri sürdürdüğü bir vakıadan lehine haklar çıkaran kimse iddia ettiği olayları ispat etmelidir ( Prof.Saim Üstündağ,Age.1973 sh.397 ).

c ) İspat yükü daha kolay başarana düşer ( Prof.Saim Üstündağ,Age, Federal Mahkeme Kararına atfen ).

Davacı ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş,davalı ise onun tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneylerine göre olağan olan bu çeşit eşyanın kadın üzerinede olması yada evde saklanmış, muhafaza edilmiş bulunmasıdır. Diğer bir deyimle bunların davalı tarafın zilyetlik ve siyanetine terk edilmiş olması olağana ters düşer.

Diğer taraftan söz konusu eşya rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen nev'idendir. Onun için evden ayrılmayı tasarlıyan kadının buneları önceden götürmesi gizlemesi her zaman mümkündür.

Davacı dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını, ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, isbat yükü altındadır.

Olayda kadın, dava konusu ziynet eşyasının, götürülmesine engel olunduğunu ve zorla elinden alındığını,daha öncede götürme fırsatı elde edemediğini ispat edememiştir. Buna rağmen yukarıda yazılı ilkelerde hataya düşülerek hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün 2. bentte gösterilen sebeple; ziynetler yönünden BOZULMASINA, kararın bozma kapsamı dışında kalan yönlerinin ise ONANMASINA, duruşma için takdir olunan 275.000.000. lira vekalet ücretinin Gamze’den alınıp Yavuz’a verilmesine, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi.



T.C.
YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ
E. 2003/5258
K. 2003/11046
T. 2.10.2003
• EŞYA ALACAĞI ( Ziynet Eşyalarının Alınmasının Olmadığı Takdirde Bedeline Hükmedilmesinin İstenilmesi )
• ZİYNET EŞYALARI ( Genel Yaşam Deneyimlerine Göre Olağan Olanın Ziynet Eşyalarının Kadının Üzerinde Taşıması veya Kadın Tarafından Evde Saklanmış Olması )
• EVDEN AYRILMAYI TASARLAYAN KADININ ZİYNET EŞYALARINI ( Ziynet Eşyaları Rahatlıkla Saklanabilen Taşınabilen veya Götürülebilen Neviden Olduğundan Kadının Bunları Önceden Gizleyebilmesi )
• İSPAT ( Olağan Akışa Aykırı Olanı İddia Eden Kadının Altın ve Ziynetlerin Götürülmesine Engel Olunduğunu veya Bunların Zorla Elinden Alındığını Götürme Fırsatını Bulamadığını İspatlaması )
• ZİYNET EŞYALARININ BİRLİKTE GÖTÜRÜLÜMEMESİ ( Genel Yaşam Deneyimlerine Göre Ziynet Eşyalarının Kadının Üzerinde Taşıması veya Saklanması Olduğundan Aksini İddia Eden Kadının İspatlaması )
4721/m.6
ÖZET : Genel yaşam deneyimlerine göre olağan olan, ziynet eşyalarını kadının üzerinde taşıyacağı veya kadın tarafından evde saklanmış olacağıdır. Bu tür eşyalar rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen veya götürülebilen nevindedir. Onun için evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi veya gizlemesi doğaldır. Bu durumun aksini iddia eden kadın, altın ve ziynetlerin götürülmesine engel olunduğunu veya bunların zorla elinden alındığını; evden ayrılmadan önce ya da evden ayrılırken götürme fırsatını elde edemediğini kanıtlamalıdır.

DAVA : Davacı D.K. vekili Avukat O.B. tarafından, davalı S.K. aleyhine 26/11/2001 gününde verilen dilekçe ile ziynet eşyalarının alınmasını, olmadığı takdirde bedeline hükmedilmesinin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; istemin kabulüne dair verilen 17/12/2002 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:

KARAR : Davacı, davalı ile evliliklerini sürdürmeyip ayrıldıklarını, bir kısım eşyaların Sulh Hukuk Mahkemesince yapılan tespit sırasında kendisine teslim edildiğini, teslim edilmeyen ziynet eşyalarının davalı tarafından evlilikten hemen sonra kendisinden alındığını ileri sürerek, dava konusu ziynet eşyalarının aynen, olmadığı takdirde parasının ödetilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı ise, ziynet eşyalarını almadığını, davacının kendi borçlarını ödemek amacıyla bir kısım ziynetlerini sattığını, bir kısmı ile de bir miktar para eklenerek davacıya takı seti alındığın ileri sürerek istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece istem kabul edilmiş; kararı davalı temyiz etmiştir.

Genel yaşam deneyimlerine göre olağan olan, ziynet eşyaların kadının üzerinde taşıyacağı veya kadın tarafından evde saklanmış olacağıdır. Bu türeşyalar rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen veya götürülebilen.nevindedir. Onun için evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi veya gizlemesi doğaldır. Kadın evden ayrılırken bunların zorla elinden alındığı veya götürülmesine engel olunduğu gerçekleşmedikçe altın ve ziynetlerin evde ya da kocada kaldığını kanıtlama yükü kadına düşer. Kadın altın ve ziynetlerin götürülmesine engel olunduğunu veya bunların zorla elinden alındığını; evden ayrılmadan önce ya da evden aynlırken götürme fırsatını elde edemediğini kanıtlamalıdır.

Somut olayda davacı kadın, dava konusu ziynet eşyalarını davalı kocanın kendisinden aldığını ileri sürmüş; bu iddiasını kanıtlamak amacıyla tanık dinletmiştir. Davacı tanıkları ise, ziynetlerin davacı tarafından davalıya ya da davalının annesine verildiğini davacıdan ve davacınır. annesinden duyduklarını aktarmışlardır. Davacı ziynet eşyalarının davalıda kaldığını tanık anlatımları ile kanıtlayamadığı gibi müşterek ikametgahtan ayrılırken de ziynet eşyalarını götürme olanağının bulunmayacağı karinesi olabilecek bir durum da saptanamamıştır. Davalı tanıkları gibi davacı tanıklarının da görgüye dayalı bilgileri yoktur. O halde davacının, ziynetlerini götürmesine engel olunduğunu veya zorla elinden alındığını yahut evden ayrılmadan önce ya da evden ayrılırken götürme fırsatını elde edemediğini veyahut da bunların davalı kocada kaldığını kanıtladığından söz edilemez. Mahkemenin, davacı tanıklannın anlatımlarına göre ziynetlerin davalıda kaldığının anlaşıldığı, davalı tanıklannın açıklamalarının görgüye dayalı olmadığından yerinde görülmediğine ilişkin gerekçesi de somut olaya uygun düşmediğinden yerinde değildir.

Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek istemin tümden reddedilmemiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 2/10/2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.