Mesajı Okuyun
Old 06-02-2010, 19:47   #2
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan yeshilim
Arkadaşlar kolay gelsin. Anne, babalık davası açmak için hak düşürücü süreyi kaçırmış. Ben de küçük için kayyım atayıp, davayı kayyıma açtırmak istiyorum. Konu ile ilgili olduğunu düşündüğüm 02.05.1960 tarih ve 5/8 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararını arıyorum Ulaşanların paylaşmasını rica ederim. saygılarımla.

Aradığınız İçtihadı Birleştirme kararını aşağıya ekliyorum, ancak esasen bu karara ihtiyacınız yok, sürenin kayyım ataması tarihinden başlayacağı MK 303. maddesinde düzenlenmiştir.

Alıntı:
T.C.
YARGITAY
İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu

E:1960/5
K:1960/8
T:02.05.1960


Temyiz Mahkemesi Hukuk Umumi HeyeTimin 9/9/1959 taRih 2/35-35 sayılı karan ile îikinci Hukuk Dairesinin 4/11/ 1959 tarih 4397/5006 sayılı karan arasındaki içtihat ihtilaFının halli istanbul Barosunda kayıtlı avukat ihsan Tezel'in 15/12/ 1959 tarihli arzuhalle vaki olan müracaatına atfen Birinci Reislik makamınca istenmekle toplanan Tevhidi içtihat Büyük Heyetinde mesele müzakere edildi;
Hukuk Umumi Heyetinin yukarıda tarih ve numarası yazıh kararıyla: (Evlilik haricinde doğanı çocuğun ikame edeceği babalık davasına ait Medeni Kanunun 296 inci maddesinde yazılı bir senelik müddetin kayyım tayini tarihlinden bağlayacağına dair kanunda bir hüküm bulunmadığından mezkûr maddenin sarahati veçhile müddetin doğumdan itibaren başlayacağı) içtihat edilmiş olduğu halde ikinci Hukuk Dairesi ıkararıyie : (bir yıllık müd* detin çocuk namına dava açmaya selâhiyetili kimsenin tayininden itibaren başlayacağı) neticesine varılmış olduğundan bu iki karar arasında açıik ve bariz bir içtftıat ihtilafının mevcudiyeti mü-şahade edilmekle ihtilafın halli lüzumuna ittifakla karar verildikten sonra cereyan eden müzakerelerde :
Heyet azasından bazıtan Medeni Kanunun müddetin mebdei-ni tayin eden 296 inci maddenin sarahati sebebiyle Hukuk Umumi Heyeti kararının kanuna uygun buna mukabil daire Jkarannrn 216 isabetli bulunmadığı kanaatim izhar etmişlerdir. Ekalliyetin görüşünü ifade eden bu telakkiye göre, çocuk namına açılacak davada müddetin mebdeindn kayyım tayini tarihi olarak kabulü Medeni Kanunun 296 ve 298 inci maddelerinin ihlal ve ihmali olacaktır.
Umumi Heyet ekseriyetince ekalMyetin bu görüşü aşağıda izah olunan sebepler dolayısıyla varit gömlmemişıtir. Şöyleki; Medeni Kanunun 295 inci maddesine göre babalık davasını ikame hakkı, anaya ve çocuğa tanınmış haklardır. Ana ve çocuğun bu dava haklan yekdiğerinden müstakildir, öyle ki bunîardan birinden feragat, diğeri üzerinde tesir husule getirmez. Zira korunmak istenen hak ve menfaatlerin hususiyeti bunu zaruri kılmıştır. Filhakika ananın menfaatleri kadar çocuğun menfaatleri de bahis konusudur. Türk ve isviçre Medeni Kanunlarının sarih metnine dayanan bu görüş isviçre'de ilmi içtihatlar ve mahkeme kararlan ile kaibul edilmiştir. (Egger. Çağa ter. sa. 231-232; Tuor. Artus ter. Sa. - 261, No. 3 ve Sa. 262 Not 35; J. D t - 1939 II 587).
îkm içtihatların ittifakla kabul ettiği diğer bir hususta evlilik haricinde doğan çoc'iğun anasının çocuk üzerinde velayet hakkını haiz bulunmaması keyfiyetidir (Eıgger - Çağa ter. Sa. 231 - 232; Tuor . Artus ter. sa. - 256; Gönensay 1940 Cilt ve kısım 2 Sa. - 102). Bu cihet Medeni Kanunun 298 inci maddesi saraha-tından da anlaşılmaktadır. Falhika kanun koyucu evlilik haricinde çocuk doğuran 'kadını, çocuğun haklannı müessir bir şekilde korumaya ehil gormediği için. bu hakkı doğrudan doğruya ona vermemiştir. Ananın maddi ve manevi sıkıntı içinde bulunması, tereddütler geçirmesi, çocuğun babası ile evlenmeyi ümit etmesi, zillet ve hicaptan korkması, hukuki \>ilgiden mahrum bulunması gibi sebepler bu hakkın anaya tanınmamasını zaruri kıîmıstır (Egger - Çağa ter. sa. 231 - 232.)
Ananın çocuk üzerinde doğrudan doğruya velayetini kabul etmeyen ve çocugun mustakil dava hakkı tanıyan kanun, cocuk na-mma bu hakkın kullanılmasına ımkân vermek için, 298 inci madde hükmüyle bir kayyım tayinini mecburi kılmıştır. Çocuğun men-faatlannı korumak, ezcümle çocuk namıma dava açmak salahiyetini haiz bulunan bu kayyım, ana tarafmdan gebeliğin halber verilmesi halinde daha gebelik devam ederken derhal tayin edilebileceği gibi keyfiyetin doğumdan sonra haber alınmasa halinde yine derhal tayin olunacaktır. 217
Kayyımın, gebelik esnasında tayini halinde, gerek ana gerekse çocuk tarafından açılacak babalık davasına ait müddetin, 296 inci 'maddenin sarahati veçhile doğumdan itibaren baş'iayacağın-da şüphe edilemez. Ancak kayyım, doğumdan muayyen bir müddet geçtikten ve mesela bir sene dolduktan sonra tayin edilmişse, çocuğa ait dava müddetinin yine doğumdan itibaren başlayacağını kabul etmek 295 inci madde hükmüyle çocuğa tanınmış olan hakkın daha istimal imkânı tahakkuk etmeden ortadan kalkması gibi bir neticenin kabulünü tazammun eder ki, böyle bir netice kanununun metnine olduğu kadar ruh ve gayesine de aykırı düşer. #BineanJeyh. kayyımın doğumdan sonra tayin edilmesi halinde çocuğun, babalık davası için kanunen muayyen olan bir yılUk müddetten tam olarak istifade edebilmesi maksadıyla, bu müddetin kayyımın tayini tarihinden itibaren işlemeye başlamasını kabul etmek zaruridir. Kanun hüküm'ıerinin bu yolda tefsiri azınlık gorüşünde ifade olunduğu gibi 296 ve 298 inci maddelerin ihlal ve ihmali neticesini husule getirmeyip, bilakis mezkûr hükümlerin kanunun gayesine uygun bir sekilde taıtbikini temin etmektedir. Buna mukabil azınlık notktai nazarının kabulü halinde, 298 inci maddenin tatbikinin ihmaline müsaade olunmakta ve cocuga dava hakkı tanıyan 295 incı -madde hukmü, büsbütün bertaraf edilmektedir. Zira hakkı dermayen edecek 'kimsenin henüz tayinin den evvel hakkın sakıt olduğunun kabulü, 295 inci madde hüt* münün 'bertaraf edilmesinden ve ıkayyım tayini haıkkındaki mecburi hükmün de faydasız ve işlemez bir hale getirilmesinden başka bir netice hasıl etmez. Kanun hükümleri bir ücül teşkil ettiğinden, bu hükümlerin hep birlikte göz önünde bulundurularak ma-nalandırıhnası tefsir kaidesi icabıdır. Bu hükümlerden birisimi tamamen ihmal ederek diğerini tatbike kalkışmaık, kanunun gayesine tamamen yabancıdır; ve hatta bazan zararlı ve tehlikeli neticeler husule getirebilir. Filhakika hadisede kanun babaîıik davası müddetinin doğumdan başlayacağı hükmünü vaz ederken, kayyımın gebelik esnasında tayin olunacağını göz önünde bulundurmuştur. Bu şartlardan biri tahafakutk etmediği takdirde, artık, diğer şartın da aranmaması yani müddetin cereyana başlamasının bahis mevzuu edilmemesi icap eder. Nitekim isviçre Federal Mahkemesi de bunu bir kararında kabul etmiş olduğu gibi, isviçre Medeni Kanununun bu kısmını şerh eden profesör Egger ve Türk doktorininde bu mevzua temas eden müellifler bunu kabul etmiş- 218 lerdir (EGE 45 II 237; Egger - Çağa ter. Sa. 219. - 222; Aksoy - Kötü Durumlu Evlilik Dışı Çocuklar 1943 sa. - 133 - 136). Netice :
Evlilik dışında doğan çocuk namına açılacak babalık davasının çocuğun menfaatlannı korumak için tayin olunacak kayyımın doğumdan sonra tayin olunması halinde Medeni Kanunun 295 inci maddesiyle tayin olunan bir yıllık babalık davası müddetinin kayyımın tayini tarihinden itibaren başlayacağına, 2/Mayıs/1960 tarihinde üçte İkiyi geçen ekseriyetle karar verildi.