Mesajı Okuyun
Old 22-07-2003, 13:34   #2
Admin

 
Varsayılan

Alıntı:
"söyledikleriniz ışığında, kanıtlarla ve şahitlerle şu süre içinde şunları yaparım, şunları yapamam diyen, faturayı baştan çıkartıp ve sonunda da verdiği söze sadık kalacak, söylediklerini yapacak ve ücretini alacak"

Bir boyacı size ben bu evi 10 günde boyarım diyebilir, boyayamazsa onu bu sözünden dolayı suçlayabilirsiniz.

Bir mimar size ben bu projeyi 10 günde çizerim diyebilir, aynı durum geçerlidir.

Ancak bir avukat ben çocuğunuz velayetini alırım diyemez, dememelidir, velayet konusunda son kararı avukat değil, hakim verir. Avukat en fazla sizin anlatıklarınızı hukuk bilgisi ile yorumlayarak bir tahmin yapabilir ve şansınızın kuvvetli olup olmadığını değerlendirebilir, bundan fazlasını vaad eden avukat değil, medyum olmalıdır.

Zira:
* Son kararı verecek olan avukat değildir, hakimdir.
* Her hikayenin 2 yanı vardır. Avukat sizin yanınızı dinler, hakim 2 yanı da. Karşı tarafın hikayesi çoğu zaman sizinkini çürütür.
* Hukuk matematik değildir, her durumda aynı sonucu vermez. En açık seçik görülen durumlarda bile beklenmedik olaylar olabilir ya da en basitinden hakim yanlış karar verebilir.

Dolayısıyla eğer bir avukatın size bir davada %100 garanti vermesini bekliyorsanız yanlış yoldasınız. Eğer böyle bir avukata vekalet verdiyseniz daha da yanlış yoldasınız.

Sizin vekalet veren olarak sorumluğunuz sizin için yasalar çerçevesinden elinden geleni yapacağına inandığınız bir avukata vekalet vermektir. Daha sonra da avukatınızın elinden geleni suçlamak yerine, adaletin bu kararı gerektirdiğini kabul etmektir.

Her davayı çoğu kez bir taraf kazanır, bir taraf kaybeder. Bazı davaları gerçekte her iki taraf da kaybeder. Ama ben daha her iki tarafın da kazandığı ve sonuçtan memnun kaldığı bir dava görmedim. Sonuçtan memnun kalmayanın avukatı, hakimi, kanunları, adaleti suçlamadığı örneğe rastlamak da pek güç. Belki Japonya'da oluyordur bilmiyorum. Türkiye'de olmadığını biliyorum..