Mesajı Okuyun
Old 23-07-2011, 12:08   #51
Gemici

 
Varsayılan

Bugünkü haberlerden vereceğim iki örnek için bazıları 'ahlaksızlık', bazıları 'eğitimsizlik' diyeceklerdir.
Kimin ne dediği veya diyeceği olaya bakış açısı ile ilgilidir.

1. Motora biniyor incelemesi:
İsparta'nın Gülcü İlköğretim Okulu Müdürü X hakkında bir şikayette bulunulmuş ve şikayete dayanılarak yapılan inceleme sonunda soruşturmaya gerek görülmediği hakkında karar alınmış. Medyadaki haberlere göre şikayetin konusu: Beden eğitimi öğretmeni olan X 'okulla ilgilenmiyor', 'motora biniyor', 'eşofman giyiyor'
Beden eğitimi öğretmenine yöneltilen suçlamalar belirli bir 'Ahlak anlayışının' ürünleri bence. Beden eğitimi öğretmeni 'öğretmen gibi davranmıyormuş' anlaşıldığı üzere. Bu suçlama bana THS'deki 'avukat gibi görünmek.' başlığı altında yürütülen tartışmayı hatırlattı nedense. Toplumun kişilerden beklediği belirli davranış şekilleri var, bunlara uyacaksınız; uymadığınızda bazıları '...gibi görünmüyorsunuz' der, diğerleri şikayet eder.

2. Eşi yerini söyledi amca ölüme götürdü:
Eşi tarafından terk edilen ve aile baskısından kurtulmak için kaçmaya çalışırken Adana otogarında amcası tarafından yakalanarak zorla eve geri götürülen bir kadın bir gün sonra aile evinde öldürülüyor. Belirtilenlere göre kadının öldürülmesi için aile meclisi tarafından karar alınmış. Alınan bu kararı kadının 17 yaşındaki kardeşi, kadına diz çöktürüp, göğsüne ve karnına tabancayla ateş ederek, yerine getirmiş.
Bu ikinci olayda belirli bir ahlak anlayışının dışa vuruşu, yasalara meydan okuyuşu ve işlenen bir suç var. Ve bu suçu işleyenlere yargımız daha düne kadar hafifletici sebeplerden dolayı ceza indirimine gidiyordu.

Her iki olayda karşımıza çıkan soru:
Toplum içinde var olan, genel olmasa bile belirli bir toplum katmanına mal edebileceğimiz söz konusu ahlak anlayışı ile hukuk arasındaki ilişki nedir?
Ne olmalıdır?
Özellikle ikinci olaydaki davranış tarzı için eğitimsizlik damgasını yapıştırıp, cezalandıralım diyebiliriz. Ve bu yol, yargımız bazı durumlarda şimdiye kadar ödün vermiş olsa bile, bu türden olaylara karşı takip ettiğimiz geleneksel yoldur. Bu geleneksel yolun söz konusu olaylara karşı etkinliği sınırlıdır bence. Sınırlı olmasının sebebi de ahlak mefhumunun insanın içinden gelen bir değerler sistemi olmasında yatmaktadır. Sadece sanksiyonlarla ve hukuk kuralları ile bu değerler sistemini değiştirmek bir hayli zordur. İnsanın içindeki(bence doğuştan olmayan, sozyalizasyonla oluşan) bu değerler sistemini değiştirmek için yasal yolların ve eğitimin yanında toplumsal etkinliklere de büyük bir görev düşmektedir.

Saygılarımla