Mesajı Okuyun
Old 03-06-2021, 13:56   #3
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

GÖLGELERİN GÜCÜ



Öykü Atölyesi'nde "Bu hafta konumuz zeytin." dedi Kerem Hoca. "Unutmayın; en az yüz kelime, en çok iki sayfalık bir öykü olacak. Salı akşamı yazılarımızı okuyup, hep birlikte değerlendireceğiz."

Yazmakta zorlanıyordum. Cuma gününü ve haftasonunu harcadım, bir satır bile çıkmadı ortaya. Pazartesi zaten işler yoğundu, son gün öğleden sonra alelacele birşeyler karaladım. Akşam atölyeye gittiğimde, en kötü ödev benimki olmuştur diye düşünüyordum.

Sırayla okumaya başladık. İlk öyküler çok iyi olmasa da, benimkine fark atarlardı. Ama Cem öyküsünü okumaya başladığında kendimi bir rüyanın içinde buldum. Sözcükler sakin bir dere gibi akıyor, öykü bana sımsıkı sarılıp huzur veriyordu. Hem sade, hem de merak uyandıran, müthiş bir yazıydı. Arkadaşlara baktım, onlar da büyülenmiş gibiydiler. Bittiğinde hepimiz afallamış, farkına varmadan alkışlamıştık.

Her zamankinin aksine ilk yorumu hocamız yaptı, öyküyü uzun uzun övdü. Sonra söz verilen her arkadaş, az önce Cem'i dinlerken yaşadığımız mucizevi dakikaları anlatmakta zorluk çekerek, harikadan muhteşeme kadar bildiğim tüm güzel nitelemeleri saydı. Sıra bana geldiğinde yutkundum, ne söyleyeceğimi gerçekten bilmiyordum. "İnanamıyorum... Nasıl bu kadar güzel yazabiliyorsunuz?" diyebildim.

Kurs bitiminde Cem'le ana caddeye kadar yürürken, soruyu tekrarladım. "Başlayalı dört hafta oldu. Bir senin yazdığına bak, bir de benimkine... Ben de bu işin sırrına varmak istiyorum artık." diye ekledim.

"Hatırlıyor musun, ilk derste Hoca ne demişti? Gölge yazarlardan bahsetmişti hani..." diye söze başladı. Pek anımsamamıştım ama anlamış gibi başımı salladım. "Hah işte!" dedi. "Bir gölge yazarla anlaştım, benim yerime öykülerimi yazıyor artık."

Öyle şaşırdım ki, oracıkta durdum. Ne diyeceğimi bilemedim, "Ka-kaça ya-yazıyor?" diye kekeledim.

"Ben beş yüz veriyorum ama sen öğrencisin, Perşembe sigara molasında bir konuş istersen... Kerem Hoca sana indirim yapar bence."



Cengiz Aladağ, 28.11.2020