Mesajı Okuyun
Old 03-06-2021, 22:21   #2
Av. Suat

 
Varsayılan

Değerli meslektaşım,
Mahkemenin dayandığı ret gerekçesine konu yasa maddesi aşağıdadır.
KİRA AKDİ DIŞINDAKİ İTİRAZLAR VE TAHLİYE:
MADDE 269/c.
(Ek madde: 18/02/1965 - 538/110 md.)
Borçlu akdi reddetmeyip kiranın ödendiğini veya sair bir sebeple istenemiyeceğini bildirerek itiraz etmiş veya takas istemişse, itiraz sebeplerini ve isteğini noterlikçe re'sen tanzim veya imzası tasdik edilmiş veya alacaklı tarafından ikrar olunmuş bir belge yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya vesika ile ispat etmeğe mecburdur.

HAL BÖYLE OLUNCA itiraz dilekçesinde kira akdi de açıkça reddedilmemişse bu açıdan bakıldığında mahkeme kararı yerinde gibi görünüyor.
Anladığım kadarı ile kiracı olan müvekkiliniz, itiraz ederken kira sözleşmesine yani kira akdine açıkça itiraz etmemiş sadece sözleşmeye konu olan kiranın istenemeyeceğini belirtmiş.
Eğer böyle ise kira akdi kabul edilmiş demektir. Bu halde mahkeme kararı yerindedir.
Bu arada itirazın iptali kararları maddi anlamda kesin hüküm teşkil eder.

Eğer ilk itiraz aşamasında aşağıdaki yol takip edilmiş olsaydı belki sonuç faklı olabilirdi...

Sizin de bildiğiniz üzere kira sözleşmelerinde genelde kiralanan tam ve eksiksiz olarak teslim edilmiştir, .....teslim alınmıştır, şeklinde veya buna benzer hükümler bulunmaktadır.
Kiracı, kiralanan yerde bir takım eksiklikler görmesine rağmen bu eksikliklere ilişkin ihtirazi kayıt koymadan bu sözleşmeyi bu hali ile imzalamışsa bu arık kendisi aleyhine yazılı bir belge, yazılı bir delildir.
Fakat kiralayan, eksik olduğu ileri sürülen hususları kendisinin hemen derhal tamamlayacağını beyan ederek kiracıda bu yönde uyandırdığı güven ve itimadı kötüye kullanıp ondan bu şekilde imza almış ise -ki büyük ihtimal böyledir- kira takibine itiraz edecek olan kiracı itiraz dilekçesinde HEM kira akdine HEM DE kiranın sair bir sebeple istenemeyeceğine aynı anda itiraz etmesi gerekmekteydi.
Bu halde kira akdine de açıkça itiraz edilmiş olması nedeni ile mahkeme hali ile 269-c hükmünü uygulayamayacaktı.

Olay yukarıdaki gibi gerçekleşmişse kira sözleşmesi İRADE FESADI hallerinden hile ile sakatlanmış demektir. Bu halde bizatihi sözleşmenin kendisine de itiraz edilebilecektir.
Hal böyle olunca itirazın iptali yargılamasında sözleşmenin hükümsüz sayılması adına BK daki irade fesadı halleri olan - hata - hile - ikrah gibi olgular ileri sürülerek, keşif, tanık vs gibi yan deliller ile desteklenmemiş ise mahkemenin kararı yine de yerinde olacaktır.

Fakat yine bildiğiniz üzere olayları anlatmak taraflara olaya uygulanacak olan hukuk kurallarını bulup uygulamak mahkemeye yani hakime aittir.
İtiraz dilekçenizde açık olarak irade fesadı hallerinden bahsedilmeyip yine de bunlara benzer ifadeler yer alıyorsa bunun adını koymak ve gerekli yasaları uygulamak yine de mahkemenin görevidir. Mahkeme olayların bu şekilde anlatıldığı bir itiraz dilekçesinden kiracının hem kira akdine hem de kira bedelinin istenemeyeceğine ilişkin ayrı ayrı itirazları olduğunu re sen tespit etmek zorundadır. Mahkemece bu yapılmamışsa eksik inceleme nedeni ile karar bozulacaktır.
Yukarıda da beyan ettiğim üzere itirazın iptali davaları maddi anlamda kesin hüküm oluşturur..
Bu nedenle yukarıdaki gerekçelerle istinafı zorlamaktan başka çare yok gibi …