Mesajı Okuyun
Old 30-05-2007, 08:47   #3
Av.Ümit Arif Özsoy

 
Varsayılan

İpotekle teminat altına alınmış bir borcun müteselsil kefilleri hakkında tahsilde tekerrür olmamak üzereBorçlar Kanunun 487.maddesi gereğince genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi yapılmasına yasal bir engel bulunmamaktadır. Yüksek mahkememizin artık tartışma konusu dahi yapılmayan yerleşik uygulamasını bir kez daha hatırlatırsak;
...Borçlar kanunun 487.maddesi gereğince; müşterek ve müteselsil borçlular için asıl borçluya müracaat edilmeden veya rehinler nakte tahvil edilmeden icra takibi yapoılabilir. Şikayetçi hakkında müşterek müteselsil borçlu sıfatı ile takip yapıldığından, İİK’ 45.maddesine göre öncelikle rehne dayalı takip yapılması hususundaki şikayeti dinlenemez....” (12.H.D. 21.10.2003 tarih ve 16821 E. 20553 Karar)
Bankalar da uygulamada borcu rehinle temin edilmiş asıl borçluya rehin limiti dahilinde rehin takibi, (doğal olaral rehin limitini aşan kısım için asıl borçluya genel haciz takibi), borcun müşterek borçlu müteselsil kefillerine ise kefalet limitleri dahilinde genel haciz takibi yapmaktadırlar.Sayın, "Lalende" nin bahsettiği "önce rehne müracaat kuralı" rehinle temin edilmiş bir borcun asıl borçlusu (kredi borçlusu) hakkında yapılmış olan ilamsız icra takipleri için ileri sürülebilir.İpotek/rehin sorumluluğu ayrı bir sorumluluk kefalet sorumluluğu ayrı bir sorumluluktur. İyi çalışmalar.