Mesajı Okuyun
Old 06-04-2008, 22:14   #3
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
1.Hukuk Dairesi
Esas: 2004/14464
Karar: 2005/338
Karar Tarihi: 26.01.2005
ÖZET : Davacı, bakım alacaklısı, bakım borçlusu Hatice'nin ölümü üzerine, akde Hatice mirasçıları ile devam etmeyeceğini belirterek akdi feshettiğini ileri sürüp, tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur. Bakım alacaklısına, isteği dışında, bakım borçlusunun mirasçıları ile birlikte yaşamaya zorlamamak için ölüm tarihinden itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde sözleşmeyi bozma hakkı tanımıştır. Ne var ki, bakım alacaklısının ölüm nedeniyle sözleşmeyi bozması ( fesh etmesi ) halinde bakım borçlusuna verdiği malı aynen mirasçılarından geri istemesine yasal olanak yoktur. Bu durumda Borçlar Kanunun 518. maddesinde açıkça belirtildiği üzere sadece borçlunun iflası halinde, İflas masasından isteyebileceği miktara eşit bir para talep edebilir. Öte yandan, Borçlar Kanununun 518. maddesinde öngörülen fesih beyanının kullanılması ile sözleşmenin ortadan kalkacağı; feshin hükümlerinin önceye etkili olamayacağı; bu nedenle ölünceye kadar bakma sözleşmesinin o zamana kadar meydana getirdiği hükümleri muhafaza edeceği kuralı da yerleşmiş Yargıtay İçtihatları ve Bilimsel görüşlerde ortaklaşa kabul edilmiştir. Hal böyle olunca Borçlar Kanununun 518. maddesi hükmü gereğince işlem yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gereklidir.
(818 S. K. m. 518)
Dava : Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden maliki bulunduğu 2, 3, 4, 5 parsel sayılı taşınmazları çocukları Süleyman, Fatma ve Hatice'ye değişik oranlarda ölünceye kadar bakma akdi ile temlik ettiğini, Hatice'nin vefat etmesi sebebiyle bakım borcunu yerine getirmediğini, vefatından sonra davalının da kendisine karşı saygısız davranışlarda bulunduğunu, Borçlar Kanununun 517. maddesi gereğince bakım akdini feshettiğini ileri sürüp, ölünceye kadar bakma akdinin feshi ile bu akitle davalı adına intikal eden taşınmazların tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, ölünceye kadar bakma akitlerinde salt bakım borçlusunun ölümünün sözleşmeyi sona erdirmeyeceği, davalının akitten doğan vecibelerini yerine getirmediğinin de ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü :
Karar: Dava, akte aykırılık nedeniyle tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; davacının, maliki bulunduğu ve imar sonrası 2, 3, 4 ve 5 parsellere giden 1662 kadastral parseldeki 750/4125 payını ölünceye kadar bakma akdi ile davalının eşi Hatice'ye temlik ettiği bakım borçlusu Hatice'nin 5.1.2003 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır.
Davacı, bakım alacaklısı akde, Hatice mirasçıları ile devam etmeyeceğini belirterek akdi feshettiğini ileri sürüp, tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur.
Bilindiği üzere; ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmelerinde bakım alacaklısının ölümü sözleşmenin sona ermesini gerektirdiği halde bakım borçlusunun ölümü ile sözleşme son bulmaz, bakma ve görüp gözetme borcu bakım borçlusunun mirasçılarına intikal eder. Ancak yasa koyucu bakım alacaklısına, isteği dışında, bakım borçlusunun mirasçıları ile birlikte yaşamaya zorlamamak için ölüm tarihinden itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde sözleşmeyi bozma ( fesh etme ) hakkı tanımıştır. ( B.K. nun 518. ) Ne var ki, bakım alacaklısının ölüm nedeniyle sözleşmeyi bozması ( fesh etmesi ) halinde bakım borçlusuna verdiği malı aynen mirasçılarından geri istemesine yasal olanak yoktur. Bu durumda Borçlar Kanunun 518. maddesinde açıkça belirtildiği üzere sadece borçlunun iflası halinde, İflas masasından isteyebileceği miktara eşit bir para talep edebilir. Nitekim bu ilke 5.6.1957 tarih 25/22 sayılı inançları birleştirme kararında da açıkça vurgulanmış, uygulama bu yönde kararlılık kazanmıştır.
Öte yandan, Borçlar Kanununun 518. maddesinde öngörülen fesih beyanının kullanılması ile sözleşmenin ortadan kalkacağı; feshin hükümlerinin önceye etkili olamayacağı; bu nedenle ölünceye kadar bakma sözleşmesinin o zamana kadar meydana getirdiği hükümleri muhafaza edeceği kuralı da yerleşmiş Yargıtay İçtihatları ve Bilimsel görüşlerde ortaklaşa kabul edilmiştir.
Hal böyle olunca Borçlar Kanununun 518. maddesi hükmü gereğince işlem yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken davanın reddedilmesi doğru değildir.
Sonuç: Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.1.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi.