Mesajı Okuyun
Old 18-07-2007, 20:55   #4
Toygar Yavuzcan

 
Varsayılan işveren vekili

Sayın Meslekdaşım

4857 sayılı yasanın 2/1 maddesine göre "işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiye yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlara işveren" denir.

4857 sayılı yasanın 2/4 maddesinde (cümle I) yapılan tanımlamaya göre "İşveren adına hareket eden ve işin, işyerinin ve işletmenin yönetiminde görev alan kimselere işveren vekili denir. "

Bu kapsamda 4857 sayılı yasanın 2/3 maddesinde yapılan "İşyeri, işyerine bağlı yerler, eklentiler ve araçlar ile oluşturulan iş organizasyonu kapsamında bir bütündür." tanımı kapsamında, işyerinin tamamının yada bir kısmının sevk ve idaresini üstlenmiş olan kişi işveren vekilidir.

4857 sayılı iş yasasının 2 nci maddesinde yapılan tanımlamalar kapsamında bir işyerinde, işveren ve işveren vekilinin kimler olduğunun tespiti göreceli olarak oldukça kolay görünmektedir.

Buna göre bir işyeri sahibi olup da işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiler ile tüzel kişiliği olmayan kurum yada kuruluşlar işveren, işyerinin bütününün veya bir kısmının yönetiminden sorumlu işveren adına hareket eden gerçek kişiler de işveren vekilidir.

İşveren gerçek kişi, tüzel kişi, tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlar olabileceği halde işveren vekili ancak gerçek kişi olabilir.

Buraya kadar yapılan açıklamalar karşısında bir limited şirketin müdürü (eğer limited şirket bir işyeri sahibi olup işçi çalıştırıyor kısaca işveren vasfı taşıyor ise) işveren vekilidir.

İşveren vekilliğinin tespiti hukuk sistemimizde başlıca iki durumda önem arzetmektedir.

Bunlardan ilki, herhangi bir iş kazası sonrasında açılacak ceza ve tazminat davalarında husumet ile hukuki ve cezai sorumlulukların belirlenmesinde, ikincisi ise 4857 sayılı yasanın 18-19-20-21 maddeleri kapsamında açılabilecek işe iade davalarında davacının işe iade hükümlerinden yararlanıp yararlanamayacağının belirlenmesi noktasındadır.

İş kazaları sonrasında açılacak hukuk ve ceza davalarında ana kriter işveren vekilinin sevk ve idare yetkisininin sınırları ile bu sınırlar kapsamında iş kazasının oluşumunda işveren vekiline kusur yüklenip yüklenemeyeceğidir.

İşe iade hükümleri açısından ise 4857 sayılı yasanın 18 nci maddesinin son fıkrasında "İşletmenin bütününü sevk ve idare eden işveren vekili ve yardımcıları ile işyerinin bütününü sevk ve idare eden ve işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan işveren vekilleri hakkında bu madde, 19 ve 21 inci maddeler ile 25 inci maddenin son fıkrası uygulanmaz." denmek sureti ile getirilen sınırlama ile işe iade hükümlerinden hangi işveren vekillerinin yararlandırılmayacağı açıkça belirtilmiştir. Yasa maddesinin yazılış biçiminden ve yüksek mahkeme kararlarından anlaşıldığı üzere işletmenin yada işyerinin bütününü sevk ve idare etmek ile işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisinin bulunması kriterlerinin bir arada sağlanması şarttır. Burada hemen şunu belirtmek gerekir ki bir işletmeye bağlı işyerlerinden birinin bütününü sevk ve idare eden ve işiçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi olan işveren vekili işletmenin bütününü sevk ve idare etmediği için iş güvencesi hükümlerinden faydalanabilecektir. (Örneğin yurt sathında bölge bazında örgütlenmiş bulunan bir A.Ş. in, her bir bölge müdürlüğü ayrı bir işyeri, her bir bölge müdürü işveren vekili olmakla birlikte bu kişilerin işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi olsa dahi, işletmenin bütününü sevk ve idare etmedikleri için işe iade hükümlerinden yararlanmaları mümkündür.)

Saygılarımla