Konu: Halı Silkme
Mesajı Okuyun
Old 21-02-2011, 23:51   #5
AV. SERDAR ARIK

 
Varsayılan

Merhaba,

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun “Taşınmaz malikinin sorumluluğu” başlıklı 730. maddesinde, “Bir taşınmaz malikinin mülkiyet hakkını bu hakkın yasal kısıtlamalarına aykırı kullanması sonucunda zarar gören veya zarar tehlikesi ile karşılaşan kimse, durumun eski hâline getirilmesini, tehlikenin ve uğradığı zararın giderilmesini dava edebilir. Hâkim, yerel âdete uygun ve kaçınılmaz taşkınlıklardan doğan zararların uygun bir bedelle denkleştirilmesine karar verebilir” hükmü yer almaktadır. Taşınmaz malikinin taşkınlıklardan doğan sorumluluğunda çatışan yararların denkleştirilmesine olanak sağlanmıştır. Aranan koşullardan birincisi, taşınmaz malikinin sorumluluğuna yol açan taşkınlığın “yerel âdete uygun olması”, ikincisi ise bu taşkınlığın “kaçınılmaz” olmasıdır. Böylece bu maddede mevcut olan bir boşluk fedakârlığın denkleştirilmesi ilkesi doğrultusunda doldurulmuştur.

Bir toplumda birlikte yaşama olanağı sağlayan insancıl, gerçekçi, zorunlu temel hukuk kuralına göre, hakim; somut olayın özelliğini, taşınmazların konumlarını, kullanma amaçlarını, niteliklerini, yöresel örf ve adetleri, toplumun doğal ihtiyaç ve gerçeklerini gözönünde bulundurarak, komşuların birbirlerine göstermekle yükümlü oldukları olağan katlanma ve hoşgörü sınırını aşan bir taşkınlığın bulunup bulunmadığını saptama, zararı giderici önlemlerden en uygununu bulma, kaçınılmaz müdahaleleri yapmak suretiyle özverileri denkleştirme durumundadır. Kaldı ki, YARGITAY 14. HUKUK DAİRESİ, E. 2004/6467, K. 2005/470, T. 3.2.2005 kararında da belirtildiği üzere; komşuluk hukukunun öngördüğü sınırları aşan kullanım varsa, mahkemece bu zararlı davranışın giderilmesi ve giderimin nasıl yerine getirileceğinin, bu konudaki yükümlülüklerinin neler olduğu hüküm yerinde açıkça gösterilmelidir.

Bununla birlikte, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Yasasının 18. maddesine göre kat malikleri, gerek bağımsız bölümlerini, gerek eklentileri ve ortak yerleri kullanırken doğruluk kurallarına uymak, özellikle birbirini rahatsız etmemek, birbirinin haklarını çiğnememek ve yönetim planı hükümlerine uymakla karşılıklı olarak yükümlüdürler.

T.C
YARGITAY 5. HUKUK DAİRESİ
E. 1988/19155
K. 1988/20265
T. 14.11.1988

DAVA : Taraflar arasındaki 634 sayılı Kat Mülkiyeti Yasası uyarınca davalıların haksız elatmanın önlenmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne dair verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili yönünden süresinde verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla; dosyadaki belgeler okunup, iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Kat mülkiyetine geçilmiş bir apartmanda, 8 nolu bağımsız bölüm maliki davacının, kendi balkonuna taktırmak istediği güneşliğin taktırılmasına karşı çıkan davalının muarazasının önlenmesine ve ayrıca, üst kattaki 10 nolu dairenin maliki olan davalı kendi balkonundan silkelediği halı ve kilimlerinden çıkan tozlarla ve asılan ıslak çamaşırların suları ile alttaki davacıyı rahatsız ettiğinden bu tür rahatsız edici hareketlerin de önlenmesine karar verilmesi dava edilmiştir.

Mahkeme, iddia edilen rahatsız edici hareketlerin belediye zabıtasını ilgilendirdiğinden ve güneşlik için davalının rızası şart olup, bunun taraflar arasında anlaşmayla sağlanması gerektiğinden davanın reddine hükmetmiştir.

634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 18. maddesine göre, kat malikleri, gerek kendi bağımsız bölümlerini, gerekse ortak yerleri kullanırlarken birbirlerini rahatsız etmemek ve haklarını çiğnememekle yükümlüdürler. Böyle olunca, davacının, rahatsız edici hareketlerle ilgili iddiasının mahkemece, bu madde çerçevesinde araştırılması ve toplanacak kanıtların takdir edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu konuda yazılı şekilde hükmün kurulması doğru olmadığı gibi, balkonlara takılacak güneşliklerin sabit tesis niteliğinde olmaması halinde öteki kat maliklerinin rızasına gerek bulunmadığı düşünülerek, davacının bu konudaki isteminin kabulü gerekirken olayla ilgili olmayan başka yasal nedenlerle reddine hükmolunması da doğru bulunmamıştır.

Davacının temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428. maddesi BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde ödeyene geri verilmesine, 14.11.1988 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Bilgilerinize sunarım.

Saygılarımla,
Av. SERDAR ARIK