Mesajı Okuyun
Old 22-02-2008, 13:06   #16
AHMET ŞEREMET

 
Varsayılan

1-Bir Hakim veya Savcı duruşma sırasında Avukatı azarlarsa, Avukata bağrırsa Avukat sesini çıkarmazsa, meslektaşları da onu savunmazsa o Avukata, duruşmaya çıkan memurun (katibin) ve mübaşirin saygısı olur mu ?.
2-Yine olay yerinde keşif yapıldığı sırada Vatandaşların içinde yine bir Hakim, bir avukata yukarıda belirttiğim şekilde muamele ederse, Avukat da yine sessiz kalırsa, orada bulunan vatandaşlar Avukat ı takar mı ?
3-Ya da İki Avukat polislerin önünde birbirlerine hakaret ederlerse o polisler o Avukatlara saygı duyar mı ?
4-Bir katip veya mübaşir kendisine hakaret eden Hakim hakkında Avukatlardan tanıklık isteyince Avukat da "Git işine" derse o Avukata memurun bakışı nasıl olur.

Avukatları kimsenin küçük gördüğü ya da adam yerine koymadığı diye bir şey yok. "İnsanları kimse küçük görmez, İnsanlar kendilerini küçük gösterirler"

Bunları yazdım diye bana kızmayın yoksa sizleri amcama (Hakime) ve Dayıma (Savcıya) söylerim.

Tabi ki bu işin şaka tarafı ama yukarıda saydığım 4 hareket ve daha fazlası Adliyelerde çok rastlanan olaylardan. Siz Avukatlar her ne kadar toplumca yanlış tanınsanızda yine sizsiz yapamıyorlar. Sizleri eleştiren Vatandaşlar çok mu masumlar sanki. Siz onların beyanına göre dava açıyor ya da savunma yapıyorsunuz. Önce kendilerine baksınlar. Benim ve benim gibi düşünen bir çok insan var ve sizlere saygı duyuyoruz. Ama sorun sizlere duyulan saygı ya da kin değil. Sorun Sizlerin birbirinize destek çıkmamamınız. birbirinizi hukukçu olarak değil de rakip olarak görüyorsunuz.

Ayrıca Bir hukukçu yalnızca kendisine müvekkillik için gelen insanlarla ilgilenmemeli. Gördüğü haksızlıklara müdahele etmeli, Örneğin Hakimlerinden hakaret üstüne hakaret yiyen memurlara hukuk ve insanlık namına sahip çıkması lazım. Sigara içilmesi yasak olan bir yerde meslektaşı dahi olsa sigara içen kişiyi uyarması lazım. vs gibi birçok örnek verilecek olay var.

Ayrıca beni rahatsız eden olaylardan en önemlisini söyleyeyim.
Biz katipler ve Mübaşirler Avukatlarla Hakimler arasında arada kalıyoruz.
Örneğin; Ağır Ceza Mahkemesinde bir duruşmada Resi Bey, mübaşirine kendisine göre duruşmanın adabını bozan Avukatı duruşma salonundan çıkarmasını istiyor. Mübaşir Avukata çıkmasını rica ediyor. Avukat çıkmayınca, Reis Bu sefer ileri giderek "kolundan tut çıkar" diyor. Mübaşir "Efendim ben böyle bir şey yapamam" diyor. Reis bunun üzerine "Seni içeri atarım" diyor. Mübaşir korkusundan Avukatı zorla dışarı atıyor. sonunda ne mi oluyor. Hukukçu olduğunu zanneden Avukat arkadaşınız mübaşiri şikayet ediyor, bir kaç arkadaşınında imzasını alıyor ve durumu Savcılığa bildiriyor. Mübaşir cezalandırılıyor. ve Başka Mahkemeye gönderiliyor. (Tabi önce başka bir şehre sürülmesine uğraşılmış, ancak bazı Avukatların yani Gerçek Hukukçuların müdahelesiyle yalnızca Mahkemesi değişiyor.) Katip arkadışımızdan duyduğuma göre o Avukat (mübaşiri şikayet eden) Adliyenin çay bahçesinde daha sonra Reis le çay içip muhabbet etmişler. Daha bir çok örnek var mesela, Hakim kaleme talimat veriyor, Avukat böyle olmaz ben şöyle yapacam diyor. bizimle tartışıyor. ama çıkıpta Hakimle konuşmuyor. Sanki muhatabı benim yada diğer kalem arkadaşlarım. O yüzden suçu katibe, mübaşire, meslektaşınıza yada marangozun üzerine atmayın.