Mesajı Okuyun
Old 17-02-2007, 17:40   #1
rana yıldız

 
Varsayılan Sanat Ve HukukÇular

Değerli hukukçu arkadaşlarım,sanatla ilgimiz ne kadar? Malumunuz çağdaşlıkla sanata verilen değer başabaştır. Fiziki ihtiyaçlarını giderememiş insanlar,daha maksimum bir çapta bakış ile toplumlar,kültürel ihtiyaçlarını farketmezler bile.Zamanla bu durum kemikleşir ve birgün fiziki koşullar ıslah edilse bile kültürel fakirlik devam eder.Öylece yaşamlar sona erer ve gitgide çoraklaşmış zihinlerin, kısırlaşmış hayal dünyalarının, üretemeyen ellerin ve donuklaşmış bakışların hakim olduğu bir yer olur dünya.Sanat bir hobi mesafesinde mi olmalıdır ? Nazenin hanımefendiler ve nazik beyefendiler nasıl bir ortamda yetişirler? Hangi haleti ruhiyededirler? Bu bir gün de olacak şey midir yoksa bir yatırım meselesi midir? Bu bir yatırım ise sonuçları nelerdir? Sanat deyince genel itibarla etken ve aktif miyiz yoksa daha edilgen,izleyici pozisyonunda mıyız? Sanat ve hukukçu hangi potada buluşur? Sanatla içiçe ve aynı zamanda hukukçu olan insanları diğer hukukçulardan farklı kılan nedir? sanat adına neler yapıyoruz? Sizce sanat salt bir enstrüman çalmaktan mı ibarettir yoksa bir donanım ve muhtelif uzantıları olan bir birikim midir?