Elimize sihirli değneği verdiğinize göre, neye dokunacağımıza karışmazsınız değil mi?

İzniniz olursa ben hukuk sistemine dokunmadan önce o sihirli değnekle kafamızdaki hukuk mantalitesine dokunurdum.

Dünyanın en kötü sistemi, insan faktörüyle iyi bir şekilde işleyebilir. Dünyanın en iyi sistemi, yine insan faktörüyle son derece kötü çalışabilir. Sistemler elbette çok önemli ama onu işleten, yöneten, kullanan kişilerin karakteri, iyi niyeti, vicdanı, dürüstlüğü, çalışkanlığı, adalete bağlılığı, hukuk nosyonu ve hukuk mantalitesi zaman zaman sistemin kendisinden daha önemli olabilir diye düşünüyorum.

İnsan faktöründen kastım ise sadece hukuk sistemini oluşturanlar değil. O sistemden yararlanan, o sisteme başvuran herkes, yani tüm vatandaşlar insan faktörüne dahil.

Ben hukuk sistemimizin en büyük sorununun insanlarımızın hukuk mantalitesinin yeterince gelişmemiş olması olduğunu düşünüyorum. Herkes her zaman her konuda sadece kendini haklı görüyor. Hukukun ve Kanunun ne dediği önemli değil. Hukuk sadece kendi taraflarındaysa saygı duyulacak bir kavram, aksi takdirde ayak altından çekilmesi gereken bir mekanizma. Kanun bizim tarafımızda değilse, her zaman "AMA.. " ile başlayan ve kanununa uymamamıza gerekçe yaptığımız bir mazeretimiz var.

Ben bana verdiğiniz sihirli değnekle kafamızdaki bu hukuk mantalitesine dokunurdum ve "Hukukun HERŞEYDEN üstün olduğu ve MUTLAK ve içten saygı gerektirdiği" kavramını zihinlerimize bir daha çıkmayacak şekilde kazırdım.