Mesajı Okuyun
Old 08-08-2007, 20:47   #2
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın dark

İştirak halindeki mülkiyet hükümlerine tabi taşınmaz malın idarece kamulaştırılmasından sonra , kamulaştırma bedeline temyiz yoluyla itiraz etmeyen ortağın Yargıtay 'ın bedele ilişkin bozma kararından sonra yeniden arttırılmak suretiyle tespit edilen taşınmaz bedelinden temyiz etmeyen ortak ya da ortakların yararlanması MÜMKÜN DEĞİLDİR kanısındayım.

Her ne kadar Medeni Kanun’un 702 maddesinde iştirak halinde mülkiyette ‘’gerek yönetimde gerek tasarruf işlemleri için ortakların oybirliği ile karar vermesi gerekir’’ ise de, bu cümlenin başında ‘’Kanunda aksi bir hüküm bulunmadıkça’’ koşulu bulunmaktadır.

Medeni Kanun MADDE 702.- Ortakların hakları ve yükümlülükleri, topluluğu doğuran kanun veya sözleşme hükümleri ile belirlenir.
Kanunda veya sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadıkça, gerek yönetim, gerek tasarruf işlemleri için ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerekir.
Sözleşmeden doğan topluluk devam ettiği sürece, paylaşma yapılamaz ve bir pay üzerinde tasarrufta bulunulamaz.
Ortaklardan her biri, topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabilir. Bu korumadan bütün ortaklar yararlanır.



Kamulaştırma Kanunu yukarıdaki maddenin aksine bir hüküm taşımaktadır. Kamulaştırma Kanunu’nun 14.maddesi iştirak halinde malik olanlara tek başlarına dava açma hakkı tanımakta ve dava açmayanlara hak tanımamaktadır:
Dava hakkı
Madde 14 – (Değişik: 24/4/2001 - 4650/7 md.) Kamulaştırmaya konu taşınmaz malın maliki tarafından 10 uncu madde gereğince mahkemece yapılan tebligat gününden, kendilerine tebligat yapılamayanlara tebligat yerine geçmek üzere mahkemece gazete ile yapılan ilan tarihinden itibaren otuz gün içinde, kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal ve maddi hatalara karşı da adli yargıda düzeltim davası açılabilir.
İdari yargıda açılan davalar öncelikle görülür.

İştirak halinde veya müşterek mülkiyette, paydaşların tek başına dava hakları vardır.
İdare, kamulaştırma belgelerinin mahkemeye verildiği günden itibaren otuz gün içinde maddi hatalara karşı adli yargıda düzeltim davası açabilir.
İdare tarafından, bu Kanun hükümlerine göre tespit olunan malike ve zilyede karşı açılan davaların görülmesi sırasında, taşınmaz malın gerçek malikinin başka bir şahıs olduğu anlaşıldığı takdirde, davaya bu gerçek malik, tapu malikinin daha önce öldüğü sabit olursa mirasçıları da dahil edilmek suretiyle devam olunur.

Açılan davaların sonuçları dava açmayanları etkilemez.
*****

Bu hükümlere göre ayrı ayrı dava açan maliklerin ayrı ayrı temyiz hakkı olduğu düşünülürse temyiz hakkını kullanmayan malik temyiz etmediği kararın verdiğiyle yetinmelidir. Temyiz talebi bulunmadığından diğer maliklerin temyizi üzerine verilen hükümdeki daha yüksek bedeli talep edemez kanısındayım.

Saygılarımla