Mesajı Okuyun
Old 28-02-2013, 14:06   #4
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
E. 2012/17987
K. 2012/22454
T. 1.11.2012

• YARDIM NAFAKASI İSTEMİ (Aile Bireylerini Yoksulluk ve Düşkünlükten Kurtarmaya İlişkin Bir Nevi Sosyal Yardımlaşma Olup Ahlak Kuralları ile Geleneklerin Zorunlu Kıldığı Bir Ödev Olduğu )

• ALT VEYA ÜST SOYUN YOKSULLUĞA DÜŞECEK OLMASI (Yardım Nafakası İstemi - Davacı Asgari Ücret Düzeyinde Maaşla Çalışmakta Davalı ise Emekli Maaşı Almakta Olduğundan Davacının Nafakadan Yararlanmasına Olanak Bulunmadığı )

• DAVACININ ASGARİ ÜCRETLE ÇALIŞMASI (Davalı ise Emekli Maaşı Almakta Olduğundan Davacının Nafakadan Yararlanmasına Olanak Bulunmadığı - Yardım Nafakası İstemi )

4721/m.328,364

ÖZET : Dava, yardım nafakası istemidir. Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Somut olayda, davacı her ne kadar açıköğretim fakültesinde eğitimine devam ediyor ise de aynı zamanda asgari ücret düzeyinde maaşla çalışmakta, davalı ise emekli maaşı almaktadır. Bu durumda davacının yardım nafakasından yararlanmasına olanak bulunmamaktadır. Davacı tarafından açılan davanın reddine karar verilmesi gerekir.

DAVA : Taraflar arasında görülen yardım nafakası davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacının açıköğretim fakültesinde üniversite tahsilini yaptığını belirterek 1.000 TL yardım nafakasının davalı babadan alınarak taraflarına verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevabında; davacının sigortalı olarak çocuk yuvasında çalıştığını, maddi yönden zor durumda olmasının söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.

Mahkemece; her ne kadar davacının asgari ücret düzeyinde maaşla çalıştığı anlaşılsa da davacının yoksulluğunun ortadan kalkmadığı, davacının açıköğretim öğrencisi olduğu belirtilerek davacının davasının kısmen kabulü ile 350 TL yardım nafakasına ilişkin hüküm tesis edilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

TMK.nun 328/2 maddesinde "çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullarına göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler" Aynı yasanın 364/1.maddesinde de; herkes, yardım etmediği taktirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür" düzenlemesi yer almaktadır.

Hukuk Genel Kurulunun 7.6.1998 gün, 1998/656; 688 sayılı ilamında da; "...yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim )gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların..." yoksul kabul edilmesi gerektiği vurgulanmıştır.

Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Somut olayda, davacı her ne kadar açıköğretim fakültesinde eğitimine devam ediyor ise de aynı zamanda asgari ücret düzeyinde maaşla çalışmakta, davalı ise emekli maaşı almaktadır. Bu durumda davacının TMK.nun 328/2. maddesinden yararlanmasına olanak bulunmamaktadır. Davacı tarafından açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken davacı lehine yardım nafakasına hükmedilmesi doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 01.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kazancı