Mesajı Okuyun
Old 18-03-2007, 16:51   #42
calikusu_kamuran

 
Acil Gaİpten Fİkİr Bulunmaz

Alıntı:
Yazan yağmurdamlası
Evlenme teklifini beklemeyen o kadar kadınımız var ki.

Milyonda birdir. Şiir yazabilmek için aşık olmak gerekli ise, her neye aşık olmak olursa olsun bu, ortadaki gerçek erkeklerin aşkı yazıya dökecek kadar şiddetli yaşadıklarını gösterir. Bayanlar genelde küçük yaştan beri yazıyla haşır neşir olmalarına rağmen neden şairleri azdır. Oysa genelde GÜNLÜK tutarlar küçük yaştan beri. Ben ta ilkokuldan bu yana öğrencilik hayatımda bayanların sınıf içi aktivelerinin daha yüksek olduğunu gördüm(elbet farklı tarihe sahip olanlar da vardır), yani yazı ile okumak ile daha yakındır bayanlar peki buna rağmen neden şairleri azdır. Belki şu olabilir, hayatın tümelinde az yer almaktan kaynaklanıyor denebilir, belki de daha çok çok sebepleri vardır ama sonuçta şairleri-sanatçıları-bilimkadınları azdır yani.(Belki de kadının hayatın tümeline girebileceği elbiseyi dikmemiştir toplum, bu da olabilir). Zamanları yoktu da yapamadılar denemez, zamanları erkeklerden çok çok fazladır. Ama şu var ki kadınlar SÖZLERİN UÇUP GİDECEĞİNİ, YAZININ İSE KALICI OLDUĞUNU bilmelidirler ki ne kadar konuşursak konuşalım yazıya dökmeyince kalıcı olmuyor. Kısaca ERKEKLERİN KALICI OLMA ARZULARI TA BAŞTAN BERİ VAR GİBİ TARİHTE, ben derim ki EN AZINDAN KADIN BU VAKİTTEN SONRA KALICI OLMAK İSTEĞİNİ HAYATIN METALLERİNE KAZIYARAK KALICILIĞINI SAĞLAMALIDIR ki TARİH ONLARI TEKRAR TEKRAR ANSIN. Richard Gere" nin İLK KORKU adlı filmindeki bir sahne; BAYAN ERKEĞE DER Kİ: Sen bir avukat olarak(her ikisi de hukukçudur) MEDYADA TANINMAK İSTİYORSUN AMA BENİM BÖYLE BİR AMACIM YOK, ben saklı kalmayı seviyorum.

Ama TARİHTE İSMİN BİLE KALICI OLMASININ YOLU METALE İSMİN KAZINMASIDIR.

HAYAT YAPICILIKTIR, BEN SADECE YAPICI-KALICI OLMANIN YOLLARINA UYMALISINIZ DİYORUM. Şairlik, beden gücü gerektirmez en azından bu konuda maddi eşitlik içindeyiz. Başka bir forumda konu edilmişti sanırım, neden BİLİMADAMI diye anılıyor da BİLİMKADINI olarak anılmıyor diye ve BİLİMİNSANI olsun EŞİTLİK DOĞSUN denmişti orada. Ama hiç bir bilimkadını yoksa MADDİ GERÇEĞE UYMAMIZ ZORUNLULUĞU GEREĞİ BİLİMADAMI DEYİŞİ DEVAM EDECEKTİR. Biliminsanı kavramı ise soyutluktan ibaret olarak maddi gerçeğin içinde var olmayan bir kavram olarak devam edecektir. Ama hayır BİLİMİNSANI olarak devam edilsin bundan böyle denirse bence hala BİLİMADAMLARININ kazanımlarını BAYANLARINMIŞ GİBİ DE DÜŞÜNÜP erkek gölsesinde yaşamaya devam edilir, YANİ MADDİ GERÇEĞİ YİNE MADDİ GERÇEK İCRA EDER Kİ bilimkadını olmayan yerde hala BİLİMADAMI deyimi maddi gerçek olarak devam eder, MADDİ GERÇEK aklın tekeliyle yürümez herkesin ona maddi katkısı olursa AKLİ HAYAT ONU DA REDDEDEMEZ.

KISACA AKIL KAVRAMLARI MADDİ GERÇEKLERDEN DOĞARLAR. Tarih bilgisi yanmış olsa ve artık insan hiç bir şey bilmese ve hayata sıfırdan başlamak icap etse bile AKIL MADDİ GERÇEK NE İSE ONA UYACAKTIR, ONUN KURALLARINI AKLINA AKTARACAKTIR. Yoksa gaipten fikirler bulamayacaktır.

KADINLAR KENDİ HAYATLARINA KENDİLERİ HAKİM OLMALIDIRLAR, YOKSA BİR BAŞKASI KİM OLURSA OLSUN HEP YÜK YÜKLER VE BÖYLECE BAŞKALARININ ZİNCİRLEMELERİ YÜZÜNDEN KENDİ BENLİĞİNİZİ HAYATIN BÜNYESİNE KATAMAZSINIZ.

saygılarımla