Mesajı Okuyun
Old 28-10-2010, 13:10   #43
Muhsin KOÇAK

 
Varsayılan TÜkenmemİŞİz KardaŞ

TÜKENMEMİŞİZ KARDAŞ
Muhsin KOÇAK

Zamansız gelen hazan,

sararmiş bir yaprakta can dolanır yoksul gülüşler,

Vurdum doluya olmadı, boşa vururum dolmadı,

Bir yanım keder, bir yanım hain acılar,

Eski bir libas yürek, dikiş tutmaz Kardaş,

söküldükçe ardı - arkası kesilmez yamanın,

Neresine dayasam yaşlarımı,

sel olur boğar umutları, yıkılır gönül köprüleri birer birer.


işte bundandır Kardaş, vurdum rahvanları yokuşuna özlemlerin,

yol yordam bilmez,

avunmaz-uslanmaz-arlanmaz sürgünler yaşarım,

derviş hayallerim talan,

sustukça yüreğimde boğulur sus'lar,

narin ve inceydi seviler yaşlı çınar yüreğimde hoyratça kıyılan.


kahreden geceye acı sağıyor yalnızlığım,

çaresizliğim,

kimsesizliğim,

yoksulluğum,

kırık-dökük umutlarım döküldü yüreğimden parmaklarıma, ellerime.

ne, zaman o eski zaman,

nede, ben o eski ben.

çok sular coşup gitti sonsuz,

o yıkılmaz yöprüler yok artık kavuşturan.


Ne zaman kaşısam,,ne denli dokunsam uslanmaz o hain yaraya,

o serseri kurşun yeniden vurur tökezleyen düşlerimi,

sol yanımdan akan bir hüzün deryası zaman,

yüzümde solmuş umutlarda boğulduğum unutkan seslerde yitip giderim.


Oysa, Oysaki Kardaş;

Öylesi hasretler varki, elvan-elvan,

bir damlada, hatta bir kıl ucunda,

ve öylesi veyve verir ki yaprağı ve goncası olmayan,

sana dost,

sana yar,

sana yaren, yürekten vurgun olan.


Bir yanım **** gülüşlü kanlı zula, paslı hançerinde kıyılırım,

bir yandan kahpe kader tuzakları,

bir yandan şakşakçıları kol gezer zalim ölümün,

her bir umudun ırzına göz diken, sinsi it kılıklı dost bozması.


biliyomusun kardaş,

duruldukça akarsular, yavrusunu yer timsahlar,

kalleş, fitne tohumundan dağ-dağ yoğurur ihaneti,

kahreden kahpe gülüşlerde sahahı katleder geceden,


Bir yanım ustura ağzı,bir yanım yaman bir sevda dolu,

vurulur hayallerim ilhak edilmiş uykularda...

nedeni bilinmez bir telaş, vurdum duymaz serseri bulutlar,

dokunsan göz ucuyla hasret zincirinde boğar tutsak aşkları.


Bir bilebilsem, anlayabilsem;

kime tasa-keder,

kimin gözüne diken,

kimin yüreğine nefret,

kimin aşkına ihanet işlenmiş kör kuytularda.


Yoruldum artık kardaş yoruldum,

Gam yükünden çözüldü bağları yorgun dizlerimin,

bir zıpkın her bir selam kan olur dökülür gözlerim,

karanlık bir gecede kör kurşun ****a sözlerim.


Ne kadere eyvallahım var,

nede ölüme diz çökerim.

ne deryasında boğulurum, ne de volkanında patlarım sahte dostlukların,

Acıları bozkır elevinde kavrulmuş, sert kayalıklarda paralanmışız,

Katleden tipiler-fırtınalar görmüş,

acımasız işkenlerde cana eyvallah dememmişiz,

dostu satmamışız KARDAŞ,

en derin uçurumları tatmış tenimiz,

ama insanı satmamışız KARDAŞ, SATMAMIŞIZ...


biliyorum Kardaş biliyorum;

rengimiz olmadı gök kuşağında,

dilimizde kilit, ayağımızda pranga,

kahpe tuzaklarda, serseri kurşunlara düğme çözmüşüz,

bir ölüp bin dirilmişiz selamsız,

TÜKENMEMİŞİZ KARDAŞ TÜKENMEMİŞİZ....


KOÇAK

28/10/2010

İZMİR