Mesajı Okuyun
Old 17-01-2007, 15:23   #1
ömer adaleti

 
Varsayılan Siz hiç çocuğunuzu kaybettiniz mi ?

Gençlik yıllarında genellikle annelerimizin bir sözü vardı ''çocuğunuz olunca anlarsınız''.Ne kadar doğru bir sözmüş.Aileme aşırı derecede bağlı büyüdüm ama bu bağlılık manevi anlamda bir bağlılıktı,sevdiklerimin bir gün aramızdan ayrılacağını düşünmek beni kahrederdi hep,o zamanlar bekar kalmağı,evlenmeğe tercih ederdim çünkü aynı duyguların süre gitmesinden korkardım ''ya bir gün ayrılık olursa'' diye,ben nasıl katlanırım diye düşünür ve için için derdim ki ''bana kimsenin acısını gösterme,önce beni al '' derdim Allah'a.
Nikah ve ölüm saatı şaşmaz derler,gün geldi bende evlendim,arka arkaya 2 kız çocuğu verdi yaradan,bir baba ne yapabilir ki,ancak işten geldiğimde oynardım bebelerle, asıl yük anne de idi, doğal olarak... ama her gece kalkar gizlice herkesin nefesini dinlerdim,yataktan kalkamadığım anlar,öksürük seslerini ya da nefes alışlarını duymak benim için en büyük mutluluktu,hiç bir zaman çok şey de istemezdim Yaradan dan,sağlık,sıhhatten ve mutluluktan başka. Bilirdim ki en büyük mutluluk ailenin bir arada olmasıydı.Başkalarının çocuklarına da değer verirdim,çocukları mutlu etmek kolay,ihtirasları yok en azından, bizler kadar. Hemen herkes bilir Abidin Dino'ya ''bana mutluluğun resmini yap'' Abidin demişler ve Abidin Dino mutluluğun resmini yapmış,hemde çok güzel anlatmış,yokluk içinde,damı akan bir evde ve bir yatakta yatan yaklaşık on kişiden oluşan ve başlarında damdan akan suyu engelleyen bir şemsiyenin altında... yüzlerinde tebessümle uyuyan bir aile.İşte mutluluk budur,bir arada olmak dır.Benim istediğim bundan başka bir şey değildi.
Ama bir gün geldi... o elim gün...Yaradan ın bir baba ya ve ana ya gösterebileceği en büyük acı ...herkes ten,herşey den sakındığın,gözünden bile esirgediğin çocuğunu kaybetme hemde bir daha görmemesine... Allahım o ne büyük bir acı,hele hele hastahane ye gittiğimde hastabakıcının ''geçmiş olsun kurtuldu '' dediğinde ''Ohhh'' deyip şükrettiğim ve evladımı gösterdikleri yerde bulamayıp sorduğumda,tekrar aynı odayı gösterdiklerini ve o odada başka birinin yattığını görmem arkasından evladımın başka hastahane de olduğunu anlamam ve o hastahane ye gittiğimde küçük kızımın artık melek olduğunu söyledikleri anı unutamam,unutamam,unutamam... henüz 8 yaşında,hayatının ilkbaharında... o an bulunduğum mekanda sanki bütün sesler kesildi,duymaz oldum,gözümü kapadım,bir kabus görüyorum sandım.Anlatmak imkansız,gerçekten bir kabus sandım,gözümü açtım... hastahanenin zeminini gördüm... Allahım kabus değil,gerçekti.Hayatımda en korktuğum olay başıma gelmişti... Nice badireler atlatmış,nice çaresizlere çare olmuş ben... çaresiz duruma düşmüştüm,çaresizlik... umudun bittiği yer.Daha 4 saat önce canım kızım beni öpmüştü,veda öpücüğü olduğunu nasıl bilebilirdim,bilsem ben canımı vermezmiydim,orada,yatakta uzanmış yatarken sarıldım öptüm,öptüm,öptüm.sanki nefes aldığını duydum,döndüm dedim ''yaşıyor kızım'' doktorlar,hemşireler bana bakıyor çırpındım ''yaşıyor ''dedim... taştan ses var onlardan yok,çaresiz boyun eğdim. Anne... Ah anneciği ah... halen yoğun bakımda sanıyor,acil serviste yarı baygın yatıyordu,ne acı,ne acı ki bana düştü söylemek,acı haberi vermek,Allahım o çığlığı eşimin o çığlığını unutamam...Artık aramızda yok dünyalar güzeli kızım.Özledim be kızım,çok özledim seni,bana ''baboşşş'' demeni,kokunu,bana kravat seçmeni,kravata'' krafat ''demeni her şeyini özledim kızım...
İşte böyle,anlatmakla,anlatılmaz bu acı.
İşin özü elinizdekilerle mutlu olun,maddiyat umurunuzda olmasın,yeterki sevdikleriniz yanınızda olsun,sevdiklerinize her zaman zaman ayırın,iyi ki kızıma zaman ayırmışım ya o zamanı ayırmasaydım ? düşünmek bile istemiyorum.
Elinizdeki mutluluğun kıymetini bilin yeter.
Saygılarımla Ömer Adaleti