Mesajı Okuyun
Old 31-07-2017, 10:18   #12
Av.Rıdvan Ergün

 
Varsayılan

Konunun açılmasının üzerinden çok uzun süre geçmiş de olsa, elime geçen Yargıtay kararını, benzer konuda araştırma yapan bir meslektaşımızın işine yarayacağı düşüncesiyle paylaşıyorum.

T.C.
YARGITAY
19. HUKUK DAİRESİ
E. 2012/6268
K. 2012/17422
T. 21.11.2012
• TAZMİNAT DAVASI ( Taraflar Arasındaki Sözleşmede Yeralan ve Taraflardan Birinin İspat Hakkının Kullanımını İmkansız Kılan veya Fevkalade Güçleştiren Delil Sözleşmelerinin Geçersiz Olacağı - Davacının Evrak Bordro Rapor Defter vs Kayıtlarının Muteber Olacağından Bunlara Hiçbir Sebeple İtiraz Hakkı Bulunmadığını Belirten Delil Sözleşmesinin Geçerli Kabul Edilemeyeceği )
• BAYİLİK SÖZLEŞMESİ ( İçerisinde Yeralan ve Taraflardan Birinin İspat Hakkının Kullanımını İmkansız Kılan veya Fevkalade Güçleştiren Delil Sözleşmelerinin Geçersiz Olacağı - Tazminat Davası )
• DELİL SÖZLEŞMESİ ( Taraflar Arasındaki Sözleşmede Yeralan ve Taraflardan Birinin İspat Hakkının Kullanımını İmkansız Kılıyorsa veya Fevkalade Güçleştiriyorsa Geçersiz Olacağı - Tazminat Davası )
6100/m.193
ÖZET : Dava, tazminat davasına ilişkindir. Davacı, davalı bayide bulunan tüplerin bedellerinin tahsilini talep etmiş, buna ilişkin bir liste sunmuş, mahkemece listede belirtilen tüplerin taraflar arasındaki sözleşmeye göre teslim alındığı kabul edilerek alacağın tahsiline hükmedilmiş ise de, davacı bu hususta davalının imzasını taşıyan bir belge sunamadığı gibi, mahkemece dayanılan delil sözleşmesi de geçerli kabul edilemez. Taraflardan birinin ispat hakkının kullanımını imkansız kılan veya fevkalade güçleştiren delil sözleşmeleri geçersiz olup, davacının evrak, bordro, rapor, defter vs. kayıtlarının muteber olacağı, bu kayıt ve evraklara hiçbir sebeple itiraz hakkı bulunmadığını belirten delil sözleşmesi geçerli kabul edilemez.

DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, taraflar arasında akdedilen bayilik sözleşmesi hükümlerine davalı yanca aykırı davranılması sonucunda müvekkilince akdin feshedildiğini, sözleşmenin ilgili maddeleri uyarınca cezai şart, kâr mahrumiyeti alacaklarının yanı sıra cari hesap alacağının da bulunduğundan bahisle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 6500 TL'nin ihtarname tebliği tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Yargılama sürerken davasını ıslah ederek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 61.500 TL'nin davalıdan tahsilini istemiştir.

Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda bayilik sözleşmesinin davacı yanca haklı şekilde feshedildiği bunun neticesinde 45.527.84 TL kâr mahrumiyeti 107.446.50 TL cezai şart alacağı tutarında davacı alacağının oluştuğu cezai şart miktarının davalının ekonomik yönden mahvına yol açacağından dolayı takdiren %25 oranında indirim uygulanarak neticeten 80.584.88 TL cezai şart alacağına hükmedilmesi gerekir ise de davacı isteminin bu miktarın altında olduğu gözetilerek davanın kabulüyle 15.000 TL kâr mahrumiyeti, 38.000 TL cezai şart ve 8500 TL tüp bedelinden kaynaklanan tazminat tutarı 61.500 TL'nin davalıdan tahsiline, bu bedelin 6500 TL'sine 10.01.2007 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, davacının fazlaya dair haklarının saklı tutulmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.

1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2- Davacı taraf davalı bayide bulunan tüplerin bedellerinin tahsilini talep etmiş ve dosyaya buna dair bir liste sunmuştur. Mahkemece listede belirtilen tüplerin taraflar arasındaki sözleşmenin 14/9 maddesine göre teslim alındığı kabul edilerek alacağın tahsiline hükmedilmiştir. Somut olayda davacının öncelikle listede yer alan tüplerin davalıya teslim edildiğini kanıtlaması gerekmektedir. Davacı bu hususta davalının imzasını taşıyan bir belge sunamadığı gibi, mahkemenin gerekçesinde dayandığı sözleşmenin 14/9 maddesindeki delil sözleşmesi de geçerli kabul edilemez. Zira sözleşmenin bu maddesinde dağıtıcının ( davacı ) evrak, bordro, rapor, defter vs. kayıtlarının muteber olacağı, bu kayıt ve evraklara hiçbir sebeple itiraz hakkı bulunmadığı belirtilmiştir. 6100 sayılı HMK'nın 193/2. maddesinde "Taraflardan birinin ispat hakkının kullanımını imkansız kılan veya fevkalade güçleştiren delil sözleşmeleri geçersizdir." denilmekte olup davalıya itiraz hakkı tanımayan delil sözleşmesinin geçerli olduğu kabul edilemez.

Mahkemece bu yönler gözetilerek tüp bedellerinin tahsiline yönelik istemin reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, ( 2 ) nolu bentte açıklanan nedenlerle hüküm davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 21.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.