Mesajı Okuyun
Old 07-03-2011, 15:15   #2
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

Aksi yönde bir kararım var. Siz neden birleştirme kararı verilemeyeceğine dair bir kanıya vardınız ?



T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 1998/676
K. 1998/2249
T. 30.3.1998
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Fatih 4.Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 30.9.1997 tarih ve 832-619 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, davalının müvekkilinden aldığı mal karşılığı kesilen (435.539.500) liralık fatura bedelinden ötürü, bedelin ödenmemesi nedeniyle girişilen takibe itiraz ettiğini ileri sürerek takibe yapılan itirazın iptali ile %40 inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili davaya cevabında, müvekkilinin 12.000 metre derili bez karşılığı toplam 2.207.780.000 liralık davacıya çek vermesine karşın sedce davaya konu fatura karşılığı mal teslim alabildiğini, bu nedenle borçlarının değil bilakis alacaklarının bulunduğunu ve bunula ilgili alacak davasıda açıldığını davanın reddi ile %40 tazminatın davacıdan tahsilini istemiştir.

Mahkemece iddia, savunma ve dosyadaki kanıtlara nazaran, fatura ve irsbaliyenin tek başıma alacağın varlığını ispata yeterli olmadığı, davacı vekiline kanıtları sunması için verilen keşin mehle riayet edilmediği gerekçeleriyle kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.

Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.

Davacı davlıya satıp teslim ettiği mal bedeli karşılığının ödenmediğinden bahisle yaptığı takibe yapılan itirazın iptalini talep etmiş davalı ise davaya konu mal bedeli ile birlikte teslimi taahhüt edilen bir kısım mala karşılık davacıya (2.207.780.000) liralık çek verdiğini, bu ödemelere ilişkin davacıya karşı dava açtıklarını savunmuştur. Bu durumda her iki davanında aynı sebepten doğduğu ve biri hakkında verilecek hükmün diğerinide etkileyecek nitelikte bulunduğu anlaşılmaktadır.

O halde mahkemece yapılması gereken iş; HUMK.nun 45.nci maddesi uyarınca birleştirme imkanının bulunması halinde her iki dava dosyasının birleştirilerek beraber görülmesi ve sonuçlandırılması, aksi halde davalı tarafından açılmış bulunan davanın temyize konu dosya için bekletici sonun sayılarak sonucunun beklenilmesi ve hasıl alacak sonuç dairesinde bir hüküm tesis etmekten ibarettir. Mahkemece bu yön üzerinde hiç durulmayarak hüküm tesisi doğru olmamış ve hükmün bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 30.3.1998 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.