Mesajı Okuyun
Old 15-11-2007, 10:01   #3
Av.Ertan Uzunoğlu

 
Varsayılan

Şuf'a davasında fiili taksim davanın açılmasına engel değildir ama davanın reddi sebebidir.
Hissedarlar aralarında fiilen taksim etmiş ve herkes kendi yerini kullanıyor ve bir diğer hissedarın kullandığı yerde (kullanma açısndan)hak iddia etmiyor ise artık orada şuf'a hakkını kullanan hissedar iyi niyetli değil diyor Yargıtay.Taksimin ispatında da aşağıda yer alan karardaki bazı kriterleri arıyor.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 05.03.2002 tarih ve 2002/009712 Esas – 2002/001375 Karar sayılı kararında taksimin nasıl olması gerektiği şu şekilde ifade edilmiştir:
“…….. Davalının bayii Aziz Ö’in 1991 yılında satın aldığı 1/8 hisseyi diğer hissedarlardan ayırarak kullanmaya başlaması ve o şekilde davalıya sattığını açıklaması, tanıkların soyut bir şekilde her paydaşın yerinin belli olduğunu belirtmeleri fiili taksimin yapıldığını göstermez.İleri sürülen bu taksimin ne zaman, kimlerin katılımıyla ne şekilde yapıldığı her bir paydaşın belli ve muayyen bir yeri kullandığı hususları ispatlanmamıştır.Bu durumda taşınmazın taksim edildiği kabul edilemez.Mahkemenin taksimin varlığını kabul ile davayı reddetmesi doğru değildir.”