Mesajı Okuyun
Old 30-08-2017, 14:57   #2
usual suspect

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım;

İşçinin fasılalı çalışması halinde ilk dönem ki çalışmanın kıdem tazminatına hak kazandırmayan bir sebeple sona ermesi, aynı işçinin daha sonra aynı işverenin aynı veya farklı bir işyerinde tekrar işe başlaması durumunda sonraki dönemin kıdem tazminatına hak kazandırır şekilde sona ermesi halinde toplam kıdem süresinin hesabında ilk dönem hesaba katılmaz. Nitekim aşağıdaki Yargıtay kararından da bu sonuç çıkmaktadır.


22. Hukuk Dairesi 2014/20625 E. , 2015/33220 K.

"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

DAVA : Davacı, kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı işçi, davalıya ait yurt dışı şantiye işyerlerine 07.12.1991- 30.08.2003 tarihleri arasında aralıklı olarak 3 dönem çalıştığını iş sözleşmesinin işverence feshedildiğini ve haklarının ödenmediğini ileri sürerek ihbar ve kıdem tazminatı alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraflar temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Aynı iş yerinde Fasılalı çalışan bir işçinin kıdem ve ihbar tazminatı tutarının hesabında; Çalışma süresinin tamamı ve son ücretin mi, yoksa Fasılalı Çalışma dönemleri ve bu dönemlerde alınan son ücretin mi esas alınacağı, noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu'nun 120. maddesi uyarınca yürürlüğü devam eden mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun
14/2 maddesi, işçinin aynı işverene bağlı olarak bir ya da değişik işyerlerinde çalıştığı sürelerin kıdem hesabı yönünden birleştirileceğini hükme bağlamıştır. O halde kıdem tazminatına hak kazanmaya dair bir yıllık sürenin hesabında, işçinin daha önceki Fasılalı çalışmaları dikkate alınır. Bununla birlikte, her bir fesih şeklinin kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde gerçekleşmesi, hizmet birleştirmesi için şarttır. İşçinin önceki çalışmaları sebebiyle kıdem tazminatı ödenmişse, aynı dönem için iki defa kıdem tazminatı ödenemeyeceğinden, tasfiye edilen dönemin kıdem tazminatı hesabında dikkate alınması mümkün olmaz. Yine, istifa etmek suretiyle işyerinden ayrılan işçi kıdem tazminatına hak kazanmayacağından, istifa yoluyla sona eren önceki dönem çalışmaları kıdem tazminatı hesabında dikkate alınmaz. Ancak aynı işverene ait bir ya da değişik işyerlerinde çalışılan süre için kıdem tazminatı ödenmemişse, bu süre aynı işverende geçen sonraki hizmet süresine eklenerek son ücret üzerinden kıdem tazminatı hesaplanmalıdır. Zamanaşımı definin ileri sürülmesi halinde, önceki Çalışma sonrasında ara verilen dönem on yılı aşmışsa önceki hizmet bakımından kıdem tazminatı hesaplanması mümkün olmaz.
Davacı işçinin işverenin değişik işyerlerindeki aralıklı çalışmaları 10 yıldan fazla ara verilmeksizin gerçekleşmiştir. Bu durumda kıdem ve ihbar tazminatlarının zamanaşımına uğradığından söz edilemez. İhbar tazminatı bakımından da hizmetlerin birleştirilmesi ve tüm süre için 8 haftalık ihbar tazminatı hesabı yapılması, ihbar tazminatı kurumunun amacına uygun olur. Aksi halde aralıklı çalışmalarda her bir fesih tarihinden itibaren ayrı ayrı ihbar tazminatı talebi gündeme gelebilecek olup, bu durum kıdem tazminatı bakımından hizmetlerin birleştirilmesini öngören mülga 1475 sayılı Kanun'un 14/ 2. fıkrasına aykırılık oluşturur.
İşçinin iş sözleşmesinin feshinde kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanılması durumunda, işyeri ya da işyerlerinde geçen tüm hizmet sürelerine göre kıdem-ihbar tazminatı hesaplanmalı, daha önce avans olarak ödenen miktar yasal faiziyle birlikte mahsup edilmelidir.
Somut olaya gelince; davacı işçinin davalı işyerinde üç dönem halinde Fasılalı çalıştığı, her dönemin de kıdem ve ihbar tazminatını gerektirecek şekilde feshedildiği sabittir.
Hal böyle olunca, mahkemece, Fasılalı çalışmaların toplamı üzerinden ve son ücret dikkate alınarak hesaplanan kıdem ve ihbar tazminatı alacağının hüküm altına alınması ve yapılan ödemelerin faiziyle birlikte mahsup edilmesi gerekmektedir. Mahkemece, bilirkişiden yukarıda belirtilen esaslar dahilinde denetime elverişli rapor alınmalı ve sonucuna göre karar verilmelidir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 01.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

(https://www.karartek.com.tr)