Mesajı Okuyun
Old 03-03-2015, 23:10   #3
Av. Ferman Kaya

 
Varsayılan

Sayın Yasal 06,

Zamanaşımı itirazı maddi hukuka ilişkin bir olgu olup tüm maddi vakıaların iddia ve savunmanın değiştirilmesi ve genişletilmesi yasağı sınırları içinde sunulması gerekmektedir. HMK 141'inci maddesinde bu husus belirtilmektedir.

Genel olarak zamanaşımına bu şekilde yaklaşılmakla birlikte HMK 180'inci maddesi bir istisna olarak değerlendirilebilmektedir. Söz konusu maddenin gerekçesinde bu husus vurgulanmaktadır. Nitekim tamamen ıslah halinde buna zamanaşımı def'inin de dahil olduğunu belirten Yargıtay kararları da bulunmaktadır. Bir tanesini aşağıda paylaşıyorum.

Kanaatim bu yönde olup üstadlarımızın farklı bakışları ile bu hususun daha iyi analiz edileceğine inanıyorum.

İyi günler dilerim.

Av. Ferman Kaya

"YARGITAY 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/10614

KARAR NO : 2011/11538
KONU : Zamanaşımının Islah Yoluyla İleri Sürülememesi (6100 s. HMK 180. md.)

Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan desteğin ölümü nedeniyle tazminat davasından dolayı yerel mahkemece verilen gün ve sayısı yukarıda yazılı kararın; Dairemizin 31/03/2011 gün ve 2011/3811-2011/3488 sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla HUMK'nun 440-442. maddeleri uyarınca tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.

Dava, trafik kazasından kaynaklanan desteğin ölümü nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, davacının temyizi üzerine karar dairece bozulmuştur. Bu defa davalının karar düzeltme isteği üzerine dosya yeniden incelenmiştir.

Davacılar, desteklerinin davalının kullandığı aracın çarpması sonucu meydana gelen kazada öldüğünü belirterek 01/03/2010 günü eldeki davayı açmışlardır. Davalı süresinde verdiği cevap dilekçesini bilahare ıslah ederek 11/05/2010 günlü ıslah dilekçesi ile zamanaşımı def'inde bulunmuştur. Davacılar vekili ise zamanaşımı def'inin süresinde yapılmadığını belirterek karşı koymuştur.
Mahkemece zamanaşımı def'inin ıslah yolu ile ileri sürülmesinde usule aykırı bir yön bulunmadığından ve beş yıllık ceza zamanaşımı süresinin olay tarihinden itibaren dolduğundan bahisle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.

1086 sayılı HUMK' nda iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağının istisnası ıslahtır. HUMK'nun 83. maddesinde davalı tarafa ıslah yolu ile cevap dilekçesini düzeltme hakkı verilmiştir. Zamanaşımı def'i de HUMK'nun 187. maddesindeki ilk itiraz sebepleri arasında sayılmamış iken ıslah yolu ile zamanaşımı def'inde bulunulamayacağı gerekçesiyle mahkeme kararının bozulması doğru değildir. Kaldı ki 6100 sayılı HMK'nın 180. maddesinin gerekçesinde de zamanaşımının ıslah yolu ile ileri sürülebileceği belirtilmektedir. Bu durumda mahkeme kararının onanması gerekir. Ne var ki karar bozulmuş bulunduğundan davalının karar düzeltme isteminin 1086 sayılı HUMK'nun 440-442. maddeleri uyarınca kabulü ile bozma ilamı kaldırılmalı ve karar gösterilen nedenle onanmalıdır.

SONUÇ: Davalının karar düzeltme isteğinin kabulüne; bozma ilamının kaldırılmasına, kararın gösterilen nedenle ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının önceki onama kararımızı temyiz eden davacıya yükletilmesine ve tashihi karar talep eden davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 03/11/2011 gününde oyçokluğuyla karar verildi."