Mesajı Okuyun
Old 08-04-2013, 09:35   #7
Mehmet Mustafa ÖZÜNVER

 
Varsayılan

Zarar gören kişinin kamu görevlisine adli yargıda dava açabilmesi, idare aleyhine kamu hukuku ilkelerine göre dava açmasına engel olmamalıdır. Aslında hizmet dolayısıyla işlenmiş kişisel kusurlardan hem idare hem kamu görevlisi sorumludur. Bu durum doktrinde sorumlulukların birleşmesi ilkesi olarak adlandırılıyor. Ancak sorumluluklarının birleşmesi hem idareden hem de kamu göevlisinden ayrı ayrı tazminat almak anlamına da gelmiyor. Kişiye bir tercih imkanı sağlanmış olup ister kamu görevlisine istere de idare aleyhine dava açmakta bir tercih imkanı sağlıyor. Ayrıca kamu görevlisinden tazmin edilemeyen zarar miktarı idareden tazmin edilebilir.

Özellikle manevi tazminat davalarında benimsediğim ceza görüşünde, zarar verenin malvarlığının azalması ile zarara uğrayanın öç alma duygusu yatışmakta ve ruhsal bir rahatlığa kavuşmaktadır. Bir nevi zarar gören yararına kişi cezalandırılmaktadır. Bu ayrımın kaldırılması ile manevi tazminatın bu işlevi, rücu mekanizmasındaki aksaklıklarda düşünülecek olursa, ortadan kalkmaktadır.