Mesajı Okuyun
Old 29-11-2007, 16:04   #59
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Erkek-kadın, boğa-inek

Anlaşılan o ki koca 'hakkını' (!) istemiş. "Haydi hatun, kadınlık görevini yerine getir bakalım!"
O ana kadar aralarında ne geçti, bilmiyoruz. Ama belli ki kocasının önerisi pek de heyecanlandırmamış kadını. İstememiş, direnmiş ve kocası olacak adam kadını öldürmüş.

Olmaması gereken bir şey, ama oluyor. Kocalar karılarını öldürüyor, karılar da kocalarını. Evlilik değil de cinayet sözleşmesi sanki. Fakat bu son olayda alışılmadık bir şey var: Yargıtay 1'inci Ceza Dairesi kadının sevişmek istememesini 'tahrik nedeni' saymış ve kocanın cezasında indirime gitmiş!

Hem de bu kararı oybirliği ile almışlar!

Olacak iş değil!

Devletin en yüksek yargı organlarından birinden nasıl olur da böyle bir karar çıkar?

Bir eşin ihaneti veya hakareti tahrik nedeni olabilir. Fakat sevişmek istememesini nasıl olur da cinayetin hafifletici nedeni sayarsınız?

Bunu kabul etmekle cinselliği sevgiden, duygudan tümüyle soyutlayıp, sıradan bir göreve indirgemiş oluyorsunuz.
Erkek, mutlaka tatmin edilmesi gereken azgın bir boğa, kadın da erkeği tatminle görevli uysal bir inek gibi algılanıyor. Bunlar, toplumda yaygın basmakalıp anlayışlardır. Fakat, yüce mahkemenin bu tür basmakalıp düşüncelerden kurtulmuş olarak karar vermesi gerekmez mi?
Kadın kocasıyla sevişmeyi istemiyorsa kim bilir onu eşinden soğutan nice olayların etkisi altındadır. Belki kocasından yediği dayağın, işittiği küfürlerin anısı henüz silinmemiştir.

Belki de sadece artık kocasını sevmemektedir!

Olamaz mı?

'Her kadın kocasını sevmek ve onunla sevişmek zorundadır' diye bir yasa var mı? Olabilir mi?

Üstelik Yargıtay'ın saygıdeğer yargıçları, olayın koca tarafından aktarıldığı biçimini biliyor. Kocanın sözlerinin doğru olup olmadığını bilmek mümkün değil. Çünkü kadın ölmüş. Ölmese bile, olayın doğası gereği tanık dinleme olanağı yok! Acaba olayı kadının ağzından dinlesek neler işitecektik? O hiç belli değil!
Yargıtay, aldığı bu kararla, kocaların karılarını sevişmeye zorlamasının yolunu yasal olarak açmış, bu tür cinsel zorlamalara meşruluk kazandırmıştır! Tabii ki normal olarak evlilik içinde cinsel birleşme beklenen ve istenen bir şeydir. Fakat bu işin zorla yapılması, hele de öldürmeye varan bir zor kullanımı kabul edilebilecek bir şey değil!

Türk toplumunda, zaten erkek şovenizmi kadınları ezmekte, kadınlar kocaları, babaları, ağabeyleri tarafında dövülmekte, itilip kakılmakta, töre ve namus cinayetlerine kurban gitmektedir. Bir yüce mahkeme olarak Yargıtay'ın kadına karşı uygulanan şiddeti mazur gösterecek nedenler icat etme yerine, kadınları şiddetten ve saldırılardan koruyacak bir tutum içinde olmasını beklerdim.

Türker Alkan

Radikal

29/11/2007