Mesajı Okuyun
Old 23-09-2007, 03:06   #36
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Esasında sonuç olarak gelinen noktada; Kanunkoyucunun hatalı olarak, mağduriyetin doğal sonucu olan manevi zarara yani neticeye sonuç bağlamıştır. Şahıslara Karşı Suçlar'ın tamamında mağdur'un manevi zarara uğraması kaçınılmazdır. Ruh Sağlığının Bozulması ise uğranılan manevi zararın neticesi olarak ortaya çıkmaktadır. Yukarıda Habibe Hanım tarafından alıntılanan, Prof. Dr. Şahika YÜKSEL'in uzman görüşünden de anlaşıldığı gibi, ruh sağlığındaki etkiler uzun zaman sonra da ortaya çıkabilmektedir. Yargılama ruh sağlığındaki etkilerin ortaya çıkacağı uzun süreyi bekleyemeyeceğinden. Yasal Düzenlemenin, aynı durumda bulunan sanıklar arasında da eşitsizlik yaratması kaçınılmazdır. Sanık A yönünden mağdur AA'nın raporu bu şekilde gelebilecekken. Sanık B için mağdur BB'nin raporu, "olay nedeniyle kekemelik" vs. gibi dışa yansıyan ve daha kolay tespit edilebilecek bir sonuç oluşturabilecektir. Ceza Hukukunda cezanın sebebi netice değil, yapılan eylemdir. Bu anlamda Kasten Etkili Eylem suçlarında da neticeye sonuç bağlanarak verilecek cezanın kademelendirilmesini yanlış buluyorum. Kasıt bir kimseyi yaralamak veya öldürmektir. Kürekle bir kişinin kafasına vurursanız, mağdur darbenin geliş açısına göre basit bir ekimozla atlatabilir ya da kafası yarılıp aşırı kan kaybedebilir. Aynı darbeyle kafatası kırılan ve beyni zedelenen kişi ölebilir. Bu tamamen neticeye göre değişen bir durumdur. Oysa her üçünde de eylem aynıdır. Eylemin adı "kafaya kürekle vurmaktır". Netice farklı oldu diye her üç şahsa aralarında derin uçurum bulunan cezaların verilmesinin mantığını anlamak güçtür. Üçüncü eylem kasten adam öldürme ise, bir ve ikinci eylemler de Adam Öldürmeye teşebbüs olarak değerlendirilmelidir. Kişinin Adam Öldürmeye teşebbüsten yargılanması için mağdurun "Hayati Tehlikeye Uğramış Olması" gerekmemelidir.

Konuya dönersek, esasen cezalandırılan eylem, "küçüğün vücuduna organ sokulmak suretiyle cinsel istismarıdır". Yasakoyucu eylemlerin neticeleri yerine, eylemlerin kendileri ile uğraşsa idi şu anda böyle bir konunun tartışılması da söz konusu olmayacaktı. Hakime belli sınır aralığında cezayı takdir yetkisi zaten tanınmıştır. Hakim olayda oluşacak bu gibi neticeleri takdir ederek, üst sınır ve alt sınır arasında bir ceza tayin edebilmelidir. Özel Hükümler bakımından İyi bir Ceza Kanunu eylemin net olarak tarif edildiği ve fazla detaya girmeden ağırlaştırıcı hallerin tarif edildiği ceza kanunudur. Ancak bu yapılırken, ağırlaştırıcı haller neticeye göre değil, eylemin niteliğine göre tespit edilmelidir.