Konu: Kaptan
Mesajı Okuyun
Old 20-08-2010, 09:20   #19
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

DURDU



Durdu Yenge'nin yetmişbir yıldır atan kalbi bu sabah durdu.

Aralık ayı sonlarıydı, sancısı tuttu Melek'in. Köydeydiler, toprak bir metre karla örtülü. Kocası Mustafa, ebeyi aldı getirdi eve. Ebe dediysek sözün gelişi, okumuşluğu yoktu Halise Nine'nin, doğurta doğurta öğrenmişti. Gördü Melek'i, yokladı, döndü Mustafa'nın yanına, "Burda olmaz." dedi, "Bebe ters Mustafa, ilçeye gitmesi lazım."

O ana dek Mustafa'nın tek düşündüğü vardı: "Bu çocuk oğlan olsun bari." İlçe lafını duyunca daha bir karardı yüzü, bu kar kıyamette ne edecekti? Muhtara gitti, sonra jandarmaya, kızakla götürdüler ilçeye Melek'i. Götürdüler ki, ilçede doktor yok. Haydi oradan da Erzincan'a...

Sancıları başladıktan iki gün sonra, 26 Aralık'ta hastaneye yattı Melek. Bas bas bağırıyor, ortalığı inletiyordu ama bebek gelmiyordu bir türlü. Doktor evine gitmedi o gece; bir Melek'e, bir de kavgada boynuna dirgen saplanmış bir delikanlıya koşup durdu. Sonunda doğumu başladı Melek'in gece ikiye doğru.

Sonradan Melek anlattı kocasına, "Tam kızım çıktı içimden, o zaman zelzele durdu." dedi. Beşinci kızın adını Durdu koydular böylece.

Depremden sonra bu tarafa göçtüler, inşaat işlerinde çalıştı Mustafa, büyüttü kızları. Geçim zordu, vazgeçti oğlan sevdasından, başka çocuk istemedi.

Onyedisinde bir adam istetti Durdu'yu. Babası usulen sordu, şaşırtıcı bir yanıt aldı kızından: "Göreyim hele." O gece Melek'e danıştı Mustafa; "Görsün. Karılık edecek, görsün tabii." deyince adamı çağırdı. Durdu annesinin feryat figanına aldırmadı, en eski giysisini giydi o akşam. Kahveleri getirdiğinde baktı. Adama değil, kendisine nasıl baktığına baktı. Gözleri, öldüğünü öğrendiğinde bir daha okula gitmek istemediği, karatahtanın üstünde fotoğrafı asılı adamınki gibiydi. Mutfağa dönüp "Tamam." dedi anasına, "Bu adama varırım, başkasına da varmam artık."

Babasıyla adaş, otuz yaşlarındaydı kocası; balıkçıydı. Her koşulda mutlu olmayı bilen, kanaatkar, sevgi dolu bir adamdı. Bir dediğini iki etmedi Durdu'nun. Çocukları olmadı. Bir Köroğlu, bir Ayvaz, yalnızlığı dert etmeden güzel yıllar geçirdiler. Denizi kocasından öğrendi Durdu, balığı, ağı, Karadeniz türkülerini, şiiri, rakıyı... Balıkçıların "Durdu Yenge"si oldu.

Otuz yıl önce, sıkıyönetim zamanı, iki genç geldi gece, kocasıyla konuştular. Balıkçı Mustafa kafasını salladı, Durdu'ya kısaca açıkladı, gittiler. İki genci, Nazım'ın vapuru usulcacık okşadığı kente götürüp bıraktı Balıkçı Mustafa, dönüşte yakalandı. Durdu üç yıl öğrenemedi kocasının nerede olduğunu. Sonra öldüğünü söylediler, bir mezar gösterdiler İstanbul'da. Diz çöktü, ellerini toprağa sürdü. Sonra kalktı, eve gelene dek hiç ağlamadı.

Yasını tuttuktan sonra balıkçılığa devam etti Durdu. Yaşamına giren üç Mustafa'yı da kendince andı: Her bayramda babasının mezarını ziyaret etti, lüfer akınıyla balıkçıların yüzünün güldüğü bir kış Anıtkabir'e gitti, her hafta kocasıyla yaptıkları gibi iki kadeh koydu tepsiye ve şiirler okudu, türküler söyledi.

Durdu Yenge'nin yetmişbir yıldır atan kalbi bu sabah durdu.



Cengiz Aladağ
(2010)