Mesajı Okuyun
Old 02-01-2004, 19:50   #2
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Sütlaş: Kolluk Kuvvetleri de Basın da Suçlu


HAYAD Yönetici Sütlaş, HIV virüsü taşıyan OT'nin kimliğinin açıklanarak yargılanmadan suçlu ilan edilmesini "yasa dışı" olarak nitelendirdi; basını eleştirdi; "Olayda tek haber, suç sayılan bir fiilin kamu görevlisi tarafından gerçekleştirilmesi"dedi.



--------------------------------------------------------------------------------
BİA Haber Merkezi
29/12/2003
--------------------------------------------------------------------------------
BİA (İstanbul) - Hasta ve Hasta Yakını Hakları Derneği (HAYAD) Yönetim Kurulu Sekreteri Dr. Mustafa Sütlaş, Erzurum’da gerçekleştirilen bir polis operasyonunun ardından HIV ve Hepatit C taşıdığı belirlenen seks işçisi OT’nin basında teşhir edilmesinin “suç teşkil ettiğini” açıkladı.

Emniyet Müdür Yardımcısı Ali Ayazlar’ın OT’yi “canlı bombadan daha tehlikeli” olarak nitelendirmesine de tepki gösteren Sütlaş, “Bu olayda tek haber, suç sayılan bir fiilin kamu görevlisi tarafından gerçekleştirilmesidir; hastanın teşhir edilmesidir” dedi.

Olayın “halk sağlığının korunması” ile açıklanamayacağını söyleyen Sütlaş, halk sağlığının ancak vatandaşların cinsel yolla bulaşan hastalıklar konusunda eğitilmesi ile korunabileceğini vurguladı.

Daha önce AIDS’li bir kişinin, “AIDS’li olduğunu bilerek, korunmadan eşiyle ilişkiye girdiği ve bunu kasten yaptığını belirttiği” için “eşini öldürmeye teşebbüsten” yargılanıp ceza aldığını hatırlatan Sütlaş, “Ancak OT henüz yargılanmadı, suçlu bulunmadı. Suçlu bulunsa da teşhir edilmesi suç teşkil eder, suçu kanıtlanmadan ‘suçlu’ gösterilmesi ikinci bir suçtur” diye konuştu.

Kolluk kuvvetleri de basında suç işledi

Sütlaş, şöyle konuştu:

* Kolluk kuvvetlerinin ve basının OT’yi teşhir etmesi, hastanın mahremiyeti ilkesinin ve hasta haklarının ihlalidir. Hasta Hakları Yönetmeliğine göre de, hekimlik meslek ilke ve kurallarına göre de; hastanın mahremiyeti, hangi hastalık olursa olsun, teşhirini yasaklar. Dolayısıyla, hastanın mahremiyetini ihlal edenleri de sorumlu kılar.

* Söz konusu olayda da yerel kolluk kuvvetleri ve onların idarecileri, bu hakkı ihlal eden konumunda, sorumludurlar. Bir başka nokta, kolluk kuvvetlerinin “suç iddiasıyla yakalanmış insanları” teşhir etmesi de yasa ile yasaklanmıştır. Bu şekilde bakıldığında, kolluk kuvvetleri iki farkı açıdan suç işlemiş oluyor.

OT’nin suçu kanıtlanmadı

* Bilerek yaşamı tehdit edebilecek herhangi bir fiilde bulunmak, adam öldürmeye teşebbüs sayılır. Daha önce AIDS’li bir kişi, “AIDS’li olduğunu bilerek, korunmadan eşiyle ilişkiye girdiği ve bunu kasten yaptığını belirttiği” için “eşini öldürmeye teşebbüsten” yargılandı ve ceza aldı.

* Bir hastalık bulaştırarak birisine zarar vermeye çalışmak da suç kapsamında değerlendiriliyor. Bir takım virüsleri mektupla göndermek nasıl suçsa, AIDS’li olduğunu bilen bir kişinin, bir başkasına bu yöntemle AIDS bulaşabileceğini bilerek ilişkiye girmesi de suç teşkil ediyor.

* Ancak, AIDS’li olduğunu bilmeyen ya da hasta olduğunu bildiği halde hastalığının cinsel ilişkiyle bulaşacağını bilmeyen kişinin eylemi, suç kapsamında değerlendirilemez. Bu noktada, hastalığının teşhisi sırasında hekimin kişiyi bilgilendirmesinde kusur var mı yok mu, ona bakılır. Sadece, hekimin kişiyi bilgilendirdiği

“Halk sağlığı, eğitimle korunur”

* OT’nin teşhir edilmesi “halk sağlığının korunması” ile açıklanamaz. Halk sağlığı ancak vatandaşların cinsel yolla bulaşan hastalıklarla ilgili bilgilendirilmesi ile korunabilir.

* AIDS’li bir kişiyle temasta bulunmak, hastalığın mutlaka bulaşacağı anlamına gelmez. Önlem alınırsa, herhangi bir risk söz konusu olmaz. Prezervatif kullanmak, beden sıvılarının tenle doğrudan temasını önlemek bu önlemlerin başında gelir.

* Şimdi, OT’nin tedavi süreci başlatılmalı. Tedavi, sadece OT’nin ilacının verilmesi ve bakım altına alınması ile sınırlı değildir. OT’nin AIDS’le ilgili bilgilendirilmesi, hastalığın yayılmasının önlenmesine yönelik tedbirlerin alınması, seks işçiliği dışında yaşamını temin edebileceği bir gelir sağlanması ve sosyal destek sisteminin harekete geçirilmesi gerekir.

“OT, devleti dava edebilir”

* OT’yi kısıtlamak, hapsetmek, teşhir etmek, “bu AIDS’li bununla bir araya gelmeyin” demek tedavi sürecine de hasta haklarına da aykırıdır.

* OT, isterse kolluk kuvvetlerini, kolluk kuvvetleri kamu adına iş yaptıkları için de devleti dava edebilir. Yeterli kanıt sağlanırsa, cezalandırmanın yanı sıra, OT’ye tazminat ödenmesine de hükmedilebilir. Suç basın aracılığıyla işlendiği için de, cezası ve yaptırımı büyür.

* Medyanın da konuyla ilgili sorumluluğunu bilmesi ve suç oluşturacak şekilde davranmaması gerekir. Kişinin adı yazılmamalı, görüntüsü basında yer almamalı.

* Bu olayda tek haber, suç sayılan bir fiilin kamu görevlisi tarafından gerçekleştirilmesidir; hastanın teşhir edilmesidir. Basının görevi de teşhir edilenin haklarını bilerek, haberini onun haklarını koruyacak şekilde hazırlamaktır. (BB)