Mesajı Okuyun
Old 17-08-2006, 13:57   #8
erdal7

 
Varsayılan

Sayın Mehmet bey ,
Bildiğiniz gibi Zina mutlak boşanma sebebidir.

Y.Medeni Kanun 174 madde ile 236 . maddeler farklıdır.
174 maddeye göre Boşanma sebebi ile kişilk hakları saldırıya uğrayan şahsın kusurlu olan diğer taraftan manevi ve boşanma yüzünden mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf uygun bir maddi tazminat talep edebilir. Katılma rejimi ile bağlantılı olmayacak şekilde şartları var ise maddi ve manevi tazminatı kusurlu eş öder

236. maddede ise edinilmiş mallara katılım rejiminden dolayı kusurlu eşin artık değerdeki pay oranının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya kaldırılmasına hakim karar verebilir.

İki durum birbirinden farklı

236 md. için ilk olarak

Eşler arasında
1- Yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi olacak
2- Tasfiye neticesinde edinilmiş mallara katılma rejiminden dolayı kusurlu olan eşin tazminat olarak alacağı çıkacak
3- İstemde bulunan eş kusurlu olacak
4- Boşanma zina yada cana kast nedenleri ile açılmış olacak ve davada katılma rejiminden dolayı edinilmiş mallara yönelik tazminat talep edilmiş olacak

İşte bu halde hakim somut olayın gerektirdiği hakkaniyet ölçüsünü kullanarak
katılma alacağını ya düşürecek yada tümden kaldıracak

Belki tam olmayacak ama ,Örnek olarak , her iki eş de ayrı ayrı zina yaparsa biri teşebbüs halinde iken diğeri tam anlamı ile gerçekleşmiş bir zina ise dolayısı ile her iki taraf da kusurlu ise benim hakkaniyet ölçüm tam zina yapanın daha kusurlu olacağı diğerinin daha az kusurlu olacağı ve katılma rejiminden dolayı tazminat alacağı çıkarsa daha az indirim yapılması yönünde olacaktır. Yada her iki taraf da zina yapıyor fakat biri ispatlayabiliyor diğeri ise tam olarak ispat edememekle birlikte güçlü karineler var ise yine hakkaniyet gereği ayarlamalar yapılmalıdır.

Yine şu hususu belirtmeliyim ki , Bazı değerli hukukçularımız , Katılma rejiminin mantığının , eşlerin evlilik süresince emek karşılığı edindiği mallarda eşit hak sahibi olması fikrinin yattığını . Bir eşin zina etmesi yada diğerinin canına kast etmesi, yıllar içindeki emeğinin karşılığı olan hakkının bir kalemde ortadan kaldırılması sonucunu yaratacak bu uygulamanın içine girmenin haksızlık olduğunu ileri sürmektedirler. Bu yüzden bu hükmün katılma rejiminin mantığı ve kabul ediliş mantığına uymadığını ileri sürmektedirler. Yine Türk toplumunda genellikle erkeklerin güçlü veekonomik olarak daha iyi konumda olduğu , zinayı genelde erkeklerin yaptıkları ve durumları da iyi olduğu için karşı taraftan yani kadından katılma rejiminden alacaklarının doğmayacağı ve bu yüzden durumu iyi olan kusurlu erkek yönünden bu maddenin işlemiyeceği eleştirisi ileri sürülmektedir.
İşte bu halde durumu iyi olan ve kusurlu eşin mk 174 madde anlamında maddi veya manevi tazminat ödemesi gündeme gelecektir . fakat bu husus da 236 dan yukarıda belirttiğim gibi ayrı bir konudur.
Buna rağmen kanun koyucu bu düzenlemeyi yapmıştır.

Saygılarımı sunarım. Av.Erdal