Mesajı Okuyun
Old 31-01-2013, 16:47   #10
Av. Mehmet F. Algül

 
Varsayılan

Sn. Sisdempol;
Yargıtay 16. HD'nin vermiş olduğu kararın gerekçesinde; HMK 114/ı (derdestlik) ile HMK 208/3 (bir belgenin sahteliğinin ön sorun şeklinde ileri sürülebileceği hükmü) birlikte değerlendirildiğinde demek suretiyle ilgili belgenin ön sorun olarak incelenmesi gerektiği düşüncesine dayanmıştır.
Oysa anladığım kadarıyla sahteliğinin tespiti ve iptalini istediğiniz belgeler resmi belgeler. Bu nedenle ayrı bir dava açılmasını zorunlu kılan HMK 208/4 maddesi hükmü karşısında Yargıtay 16. HD'nin kararı isabetli bir karar değildir.
(HMK 208/4 "Resmî bir senetteki yazı veya imzayı inkâr eden tarafın bu iddiası, ancak ilgili evraka resmiyet kazandıran kişiyi de taraf göstererek açacağı ayrı bir davada incelenip karara bağlanabilir. Asıl davaya bakan hâkim, gerekirse bu konuda imza veya yazıyı inkâr eden tarafa, dava açması için iki haftalık kesin bir süre verir.")
Hüküm açıktır. Resmi belgenin sahteliği iddiası ayrı bir dava olarak görülmelidir. Ön sorun olarak aynı davada incelenemez.
Karar düzeltme isteminde bulunmanızı öneririm.

Ayrıca noterlerin tüzel kişiliği bulunmaması ve işlemi yapan noterin ölmüş olması karşısında belgeye resmiyet kazandıran kişinin taraf olarak gösterilmesi zorunluluğu(HMK 208/4) karşısında davayı çekişmesiz yargıya ilişkin HMK 382 (özellikle b bendi)kapsamında veya ölen noterin mirasçılarına davayı yöneltmekten başka çare bulunmadığı kanaatindeyim.