Mesajı Okuyun
Old 10-07-2007, 17:12   #2
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Sayın korayad,

İlginç bir konu açmışsınız. Yazacaklarım umarım kafanızı iyice karıştırmaz(Zira benim karıştı).

Öncelikle mevzuata bakalım.Kanunun 14 maddesi ile Geçici 1/4 üncü maddesini yazmışsınız, zaten...14 maddeye göre itirazlar CMK'nın itirazla ilgili hükümlerine göre yapılabilir denilmektedir. CMK'nın itirazla ilgili hükümleri aşağıdaki gibidir.

Alıntı:
İtiraz usulü ve inceleme mercileri
MADDE 268.- (1) Hakim veya mahkeme kararına karşı itiraz, kanunun ayrıca hüküm koymadığı hallerde 35 inci maddeye göre ilgililerin kararı öğrendiği günden itibaren yedi gün içinde kararı veren mercie verilecek bir dilekçe veya tutanağa geçirilmek koşulu ile zabıt katibine beyanda bulunmak suretiyle yapılır. Tutanakla tespit edilen beyanı ve imzayı mahkeme başkanı veya hakim onaylar. 263 üncü madde hükmü saklıdır.
(2) Kararına itiraz edilen hakim veya mahkeme, itirazı yerinde görürse kararını düzeltir; yerinde görmezse en çok üç gün içinde, itirazı incelemeye yetkili olan mercie gönderir.
(3) İtirazı incelemeye yetkili merciler aşağıda gösterilmiştir:
a) Sulh ceza hakiminin kararlarına yapılan itirazların incelenmesi, yargı çevresinde bulundukları asliye ceza mahkemesi hakimine aittir.
b) Sulh ceza işleri, asliye ceza hakimi tarafından görülüyorsa itirazı inceleme yetkisi ağır ceza işlerini gören mahkeme başkanına aittir.
c) Asliye ceza mahkemesi hakimi tarafından verilen kararlara yapılacak itirazların incelenmesi, yargı çevresinde bulundukları ağır ceza mahkemesine ve bu mahkeme ile başkanı tarafından verilen kararlar hakkındaki itirazların incelenmesi, o yerde ağır ceza mahkemesinin birden çok dairesinin bulunması halinde, numara olarak kendisini izleyen daireye; son numaralı daire için birinci daireye; o yerde ağır ceza mahkemesinin tek dairesi varsa, en yakın ağır ceza mahkemesine aittir.

d) Naip hakim kararlarına yapılacak itirazların incelenmesi, mensup oldukları ağır ceza mahkemesi başkanına, istinabe olunan mahkeme kararlarına karşı yukarıdaki bentlerde belirtilen esaslara göre bulundukları yerdeki mahkeme başkanı veya mahkemeye aittir.
e) Bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin kararları ile Yargıtay ceza dairelerinin esas mahkeme olarak baktıkları davalarda verdikleri kararlara yapılan itirazlarda; üyenin kararını görevli olduğu dairenin başkanı, daire başkanı ile ceza dairesinin kararını numara itibarıyla izleyen ceza dairesi; son numaralı daire söz konusu ise birinci ceza dairesi inceler.

Geçici 1/4 üncü maddeye göre aile veya asliye hukuk mahkemeleri de koruma tedbiri alabilecektir.14 üncü madde ise, itirazın CMK'nın ilgili hükümlerine göre yapılacağını öngörmüştür. Bu halde asliye hukuk hakiminin kararına yapılacak itirazın önce kendisi tarafından incelenmesi (Talebin reddi halinde)dosyanın daha sonra ağır ceza mahkemesine gönderilmesi gerekmektedir. Doğrusu ben anlamadım. Yine kanun tekniği bakımından eksik bir yasayla mı karşı karşıyayız; yoksa benim atladığım bir husus mu bulunmaktadır.

Öte yandan ÇKK nun 8 inci maddesine bakalım:

Alıntı:
İtirazın kararın yerine getirilmesinde etkisi
MADDE 8- (1) Korunma ihtiyacı olan çocuklar hakkında koruyucu ve destekleyici tedbirler, çocuğun menfaatleri bakımından kendisinin, ana, baba, vasisi veya birlikte yaşadığı kimselerin bulunduğu yerdeki çocuk hakimince alınır.
(2) Tedbir kararlarının uygulanması, kararı veren hakim veya mahkemece en geç üçer aylık sürelerle incelettirilir.
(3) Hakim veya mahkeme; denetim memurları, çocuğun velisi, vasisi, bakım ve gözetimini üstlenen kimselerin, tedbir kararını yerine getiren kişi ve kuruluşun temsilcisi ile Cumhuriyet savcısının talebi üzerine veya re'sen çocuğa uygulanan tedbirin sonuçlarını inceleyerek kaldırabilir, süresini uzatabilir veya değiştirebilir

3 üncü fıkradan kararı veren asliye hukuk mahkemesine müracaat edilebileceğini anlıyorum.

Şimdi elimde bulunan Yargıtay üyesi İsmail Özmen'e ait; Velayet Hukuku Davaları ve Çocuk Mahkemeleri(2005 Basımı) isimli kitaptan yapacağım alıntılara gelelim...

265 inci sayfada 1-Asliye Mahkemelerinin Durumu başlığı altında şunlar yazılıdır:

"korunma kararları çocuğun reşit olmasına kadar devam eder. Ancak, korunma kararı koşulları ortadan kalkmışsa, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu yetkilileri koruma kararının kaldırılmasını ya da değiştirilmesini isteyebilirlerBence çocuk mahkemeleri de görevlidir.

Görevli mahkeme yine Asliye Hukuk Mahkemesidir. Yetkili mahkeme korunmaya alınacak çocuğun ikametgahı mahkemesidir."

Bu alıntı, kesinleşmiş bir koruma kararından sonra kararın nasıl kaldırılacağı veya değiştirileceği konusunda fikir veriyor, sanırım. Yetkili mahkeme ise, sizin seçeneklerinizden de farklı bir mahkeme.

Aynı kitabın 269 uncu sayfasında Çocuğu Koruma Kararı başlığı altında bir bölüm:

" Korunma kararı olmadan çocuğun resmi sosyal hizmet kuruluşlarına yerleştirilmesi olanaksızdır. Bu kararlar kesin değildir, yasada böyle bir hüküm yoktur. Karara karşı çocuğun yakınlarınca veya kurumca Yargıtay yoluna başvurulabilir.İtiraz yolu açık tutulmamıştır, yasada bu hususta bir hüküm bulunmamaktadır."

Yazara göre, itiraz yolu kapalı ancak temyiz yolu açıktır.

Kafa karıştırmaya devam edeyim. Sizin de alıntı yaptığınız maddelere göre itiraz yapılabilir. Ancak CMK'ya göre yapılması öngörüldüğüne ve ilgili maddeye baktığımızda bir sonuca gidemiyoruz.

O halde en kötü olasılıkla kararı veren mahkemeye itiraz edilebileceğini düşünmekteyim.

Başka görüş bildiren olursa merakla okuyacağımı da söylemek istiyorum.

Saygılarımla