Mesajı Okuyun
Old 03-07-2007, 16:14   #4
üye18337

 
Varsayılan

Alıntı:
Mesleğimiz stresli. Meslektaşlarımız, yargı, kolluk personeli alabildiğince stresli, sabırsız, kimileri kaba denilebilecek tarzda davranış kalıpları edinmiş.

Bu da bir diğer üzücü nokta. Yalnız avukatlar değil hakimler savcılar da sert tutumlar izleyebiliyorlar. Bazen duruşmada dinlenenlerin veya avukatların nasıl terslendiğini izleyip üzülüyorum, yaşını başını almış, belli bir eğitimden geçmiş insanlara karşı nası bu kadar kırıcı olabiliyorlar? Ülkemizde adliyelerde iş yoğunluğu hayli fazla, bu sebeple sabır göstermek onlar için zor olabilir ancak yine de küçümser tavırlar, kibirli konuşmalar, kendini üstün görmeler "Adalet Devletin Temelidir." yazısının önünde oturanlara yakışmıyor.

Hakimin ve savcının avukattan üstünmüş gibi davranması hele halktan insanlara karşı küçük düşürücü tavırlar sergilemesi artık hepimize normal geliyor. Zaten bize mahsus bir deyimle asık suratlı insanlar için şöyle bir benzetme yapılır; "Mahkeme duvarı gibi". Mahkemeler böyle yerler olmak zorunda mı?

Elbette bu meslek ciddiyet gerektirir, hakim bir otorite kurmalidir. Bu otoriteyi kurarken kendisinin üstün bir yetkiyle donatılmış olduğunu hissettirmek için halkı ve avukatları küçük düşürmesine gerek var mı? Sakin ve sabırlı hakimler otorite kuramıyorlar mı?

İcra ve kalem memurları da zaman zaman çok anlayışsız davranabiliyor. Mesleğe yeni başlayan biri için en büyük stres kaynaklarından biri bu... Staj döneminde avukat bir görev veriyor ve gönderiyor, zamanı bol bir avukat değilse prosedürü anlatmıyor, memurlara sorarak öğrenmeye çalıştığımda bürokrasinin kollarına atılmış buluyorum kendimi. Basit bir işlem için defalarca gidip geliyorum. Memurlar tanımaya başladıklarında kolaylık göstermeye de başlıyorlar, öğrendikçe de pratikleşiyor insan ancak yılmadan bu aşamaya gelmek için ömürden ömür gidiyor.