Mesajı Okuyun
Old 19-11-2009, 16:55   #12
Aybüke Kağan

 
Varsayılan sözleşmenin yüklenilmesi ile ilgili bir karar-lütfen okuyun.

Alıntı:
Aybüke Kağan
Alıntı:
1- Ancak C ile kiralayan A arasındaki İLİŞKİ yeni bir sözlü kira sözleşmesi midir yoksa C ilk yazılı kira sözleşmesindeki kiracı B nın kiracılığını devralarak ilk sözleşmeye taraf mı olmuştur?Ben ilk sözleşmeye taraf olduğunu düşünüyorum. Çünkü müvekkile karşı açtığı kira tespit davası ilk sözleşmedeki (A ile B arasındaki)kira süresinin bitiminde açıldı. Yani C ,baştan beri kendini ilk sözleşmeyle bağlı görüyor ancak bu ilişkinin hukuki boyutunu tartışmak istedim.


Bu sorumla alakalı çok güzel bir karar buldum ve eklemek istedim.Sayın Admin ve sayın Konyalı ne dersiniz?

T.C. YARGITAY
3.Hukuk Dairesi
Esas: 2004/9625
Karar: 2004/10945
Karar Tarihi: 14.10.2004
S
ÖZLEŞMENİN DEVRİ-DEVRALANIN DAVA HAKKI
ÖZET: Sözleşmeyi yüklenen taraf tam olarak girdiği sözleşmenin kendiliğinden tarafı olur. Yüklenen taraf, devreden taraf nasıl hak sahibi ve yükümlü ise, sözleşmenin diğer tarafına karşı aynı şekilde sorumlu ve hak sahibidir. Taraf değişikliğine rağmen sözleşme ilişkisi değişmeksizin devam eder.


(818 S. K. m. 259)
Dava dilek
çesinde kira parasının 1.1.2004 gününden başlayarak aylık 1.250.000.000 lira olarak tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
I- MADDİ OLAY VE YEREL MAHKEME KARARI
Davada 1.2004 tarihinden itibaren aylık kiranın 1.250.000.000 lira olarak tespiti istenilmiştir.
Mahkemece, davacının ne malik ne kiralayan olduğu, ibraz edilen temliknamenin ise davacıya dava açma hakkı vermeyeceğinden söz edilerek davanın reddine karar verilmiş olup hükmü davacı taraf temyiz etmektedir.
Dosya içine ibraz edilen 1.1.2003 tarihli temlikname ile "tüm yazılı ve sözlü kira sözleşmesine dayanan hakların, bu tarihe kadar ödenmeyen kira alacakları, ödenmeyen kiralardan doğan tahliye haklarının tamamen Mehmet'e (davacı) devir ve temlik edildiği" anlaşılmaktadır.
II- SÖZLEŞMENİN YÜKLENİLMESİ KAVRAMI
Devredilebilir nitelikte sözleşmeye dayanan bir borç ilişkisi, sözleşmenin taraflarının irade beyanları ile şekle tabi olmaksızın yüklenilebilir.
Sözleşmenin yüklenilmesi ile yüklenilen sözleşme ortadan kalkmaz. Sözleşme ilişkisinin sadece tarafları değişir, ilişkideki taraflardan biri ayrılır ve üçüncü kişi onun yerine geçer.
Sözleşmeyi yüklenen taraf tam olarak girdiği sözleşmenin kendiliğinden tarafı olur. Yüklenen taraf, devreden taraf nasıl hak sahibi ve yükümlü ise, sözleşmenin diğer tarafına karşı aynı şekilde sorumlu ve hak sahibidir. Taraf değişikliğine rağmen sözleşme ilişkisi değişmeksizin devam eder.
Yüklenen taraf, sadece varolan hakların sahibi ve borçların sorumlusu değildir. Aynı zamanda, gelecekte doğacak olan hak ve borçlarla da ilgilidir.
Yukarıda sözü edilen belgeden, kira sözleşmesinde kiralayanın bu ilişkiden ayrıldığı ve kendisinin yerine davacıyı ikame ettiği, bu hukuksal olguya cevabi ihtarname ile davalının onay verdiği anlaşılmaktadır. O halde bütünlük içerisinde ve üç taraflı olarak kendine özgü bir şekilde "sözleşmenin yüklenildiği"nin kabulü gerekecektir. Bu hukuksa ilişkiden çıkan sonuçlar şunlardır:
1- Taraflar anlaşma ile sözleşmede taraf değiştirmişlerdir.
2- Sözleşmeyi yüklenen (davacı) taraf devreden tarafın konumuna, baştan itibaren sözleşmenin tarafı imiş gibi sahip olur. Buna bağlı olarak da alacak haklarını kendi adına takip eder, yenilik doğuran hakları tek taraflı beyanı ile ileri sürer ve bu hakların ileri sürülmesine muhatap olur. Zira eski sözleşme ortadan kalkmamıştır.
3- Devreden taraf ile yüklenen tarafın devir sözleşmesi yapması ve bu sözleşmenin hüküm ve sonuç doğurmasını sözleşmede kalan tarafın icazet vermesine bağlı kılmaları olanaklıdır.
III- UYUŞMAZLIĞIN HUKUKSAL TAKDİRİ
Dosya kapsamından; uyuşmazlık konusu olayda; dava dışı kişilerin (malik ve kiralayanlar) kira sözleşmesine dayanan haklarını; ödenmeyen kira alacaklarını ve kiralardan doğan tahliye haklarını davacıya temlik ettikleri; davalının ise 27.5.2003 tarihli cevabi ihtarname ile davacıyı hak sahibi olarak kabul edip bundan sonraki ödemelerin kendisine yapılacağını bildirdikten sonra makul bir bedel üzerinden yeni dönem kira parası hakkında uyuşmak istediğini bildirdiği anlaşılmaktadır.
Davalının duruşmadaki davacının sıfatına ilişkin açıklamaları çelişkili davranış olup hukuken himaye görmez.
IV- SONUÇ
Mahkemece, yukarıda anlatılanlar ışığında davacının "dava açma sıfatı"nın olduğu kabul edilerek işin esası hakkında inceleme yapması gerekirken eksik inceleme ile ve yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önüne tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.10.2004 tarihinde oybirliği ile karar verildi.