Mesajı Okuyun
Old 25-08-2010, 16:08   #2
halit pamuk

 
Varsayılan

Teknik bilgi gerektiren davaları açmadan önce delil tespiti yaptırıp hem yapılan müdahaleyi tespit edip hem de dava değerini belirlemek sağlıklı bir yoldur. Olayada ise, Ziraat Mühendisleri bu tespiti yapacak kişidir.

Bu konudaki Yargıtay kararı gayet açık:Sudan yararlanan taşınmazın Sulu taşınmaz değeri susuz değeri arasındaki farkı bulunacak, bu dava değeri olacaktır.

T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
Esas : 2005/1414
Karar : 2005/1978
Tarih : 01.01.2005


Dava dilekçesinde suya vaki müdahalenin men'i istenilmiştir. Mahkemece davanın görev yönünden reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.

Davada, davalı köy tüzel kişiliğinin suya vaki elatmasının önlenmesi istenilmiş; mahkemece, suyun değeri dikkate alınarak görevsizlik kararı verilmiştir.

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.

Ancak, su davalarında görevli mahkemenin suyun değerine göre belirleneceği mahkemece doğru olarak gözetilmişse de, suyun değerinin nasıl belirleneceği hususunda yanılgıya düşülmüştür. Suyun değerinin belirlenmesi yöntemi ise şöyle olmalıdır: Davanın değeri, çekişmeli suyun davacı tarafa sağladığı yarar gözönünde tutularak belli edilmelidir. Bunun için de; çekişmeli sudan yararlandığı iddia olunan taşınmazların susuz halindeki değerleri ile sulu halindeki değerleri arasındaki fark, dava edilen suyun değeri olarak kabul edilmeli görev hususu da bu değere göre belirlenmelidir. Böylece HUMK'6.md.kapsamında kıyasen uygulama yapılmış, görev uyuşmazlığı bu şekilde çözüme kavuşturulmuş olur. (HUMK'md.2/2).

Somut olayda, dava konusu suyun genel sulardan olduğu anlaşılmaktadır. Genel sularda ise değer artması veya eksilmesi sözkonusu değildir. O halde uyuşmazlık konusu olayda yalnız bu su (Çırtıman Deresi) ile sulanan taşınmazların durumu değerlendirilmeli; taşınmazların dava tarihindeki sulu ve susuz değerleri bilirkişiler aracılığı ile saptanmalı, aradaki farka göre görev hususu düşünülmelidir.

Kabule göre de; uyuşmazlığın miktarı itibariyle "davanın mahkememizin HUMK'1 ve 8.maddeleri gereğince görevsizlik nedeniyle reddine" şeklinde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun bulunmamıştır. (HUMK'md.27) Diğer bir ifade ile, mahkemece; "görevsizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine, kararın kesinleşmesini müteakip istem halinde dava dosyasının Çemişgezek Sulh Hukuk mahkemesine gönderilmesine" denilerek hüküm kurulmamış olması usule aykırı görülmüştür.

Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 1.3.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Kaynak :Hokus Pokus