Mesajı Okuyun
Old 02-01-2010, 01:58   #3
ismailduygulu

 
Varsayılan

2007'den bu yana konunun ilgisiz bırakılması, avukatların mesleki dayanışmasına ve mesleklerine olan duyarlılıklarına iyi bir ornek oluşturuyor. Avukatlar arası dayanışma için önce avukatlık mesleğinin nam için yapılan bir kamu gorevi olduğu hamsetinden ve meslek örgütlerimizin siyasete atlama tası olmalarından kurtulmalıyız. Avukatlık mesleğinin emegine, ekmegine sendikalist bir yaklaşımla çözüm üretemez ve mesleki dayanışma gereklerini bu anlamda kuvvetlendirmezsek, mesleki dayanışma zihinlerimizde oluşmaz. Bir avukatın ücret hak ve alacağına karsı vekalet üstlenen ve avukatlık kanunu m.38/1-f bendinde yazılı olan yasa hükmüne aykırı davranan kaç avukata disiplin cezası verilmiş? Avukatlık meslek kuralları m. 27/2 de yazılı olan yazılı bildirim yükümlülüğü kadar, av. K. M.38/1-f de düzenlenmiş mesleki dayanışma gereklerine sahip cikilmamakta ve barolar bu yasa hükmü ile emredilen dayanışma gereklerini yeterince sahiplenmemektedir. Demek ki mesleki dayanışmaya basta tbb olmak üzere tüm barolar sahip çıkmıyor ve avukatlar orgutsuz ve sahipsiz kalıyor. Böyle genel bir zihniyet varken ve mesleki dayanışmadan, ölen bir avukatın arkasından Hamas'ı laf etmeyi anlayan örgütsel kurumlarımız varken, çok ısımız var demektir . Herkesin savunma hakkından dem vurarak, uç kurusa muhtacligimizi hamaset arkasına gizleyerek, avukata karsı is üstlenmeyi avukatlık sayıyoruz. Yakın zamana kadar muhasebecilerin bir yönetmeliği vardı. Danıştay yasal düzenlemeye aykırı bularak iptal etti. Bir mahasebeci ile ücret ihtilafı olan bir mükellef muhasebeci tarafından bağlı olduğu odasına bildiriliyor ve o mükellefin I'sini bir başka muhasebeci alamıyordu. Ta ki ücret borcunu gidip eski muhasebecisine gider öder ve bir yazı veya muvafakat alır, odaya durum bildirilir, o zaman yeni bir muhasebeci ısı ustlenebolirdi. Avukatların elinde av. K. M.38/1-f bendi gibi yasal bir düzenlemeleri olmasına Kars'ın bu yasa hükmüne sahip çıkılmaz. Bir avukat diğer avukatın kurdu olmaya devam eder. Avukatlık kanunu m. 164 deki angarya düzenlemesine ne demeli? Müvekkili ile arasında sözleşmesi olmayan bir avukatın, konusu para olan davalarda ancak kazanılan kısma iranlı bir ücret talep edebiliyor. Kaybedilen davanın ücretsiz hale dönüşmesine yasa izin veriyor ve yine kendi icinde çelişkiye neden oluyor. Asgari ücretin altında sözleşme yapılamıyor ama sözleşme yok ya da ücret kısmı geçersiz ise, davanın kaybedilmesi halinde avukat ücret talep edemiyor. Tbb ve barolar bunu konuşmak yerine hamasete devam ediyor ve avukatlardan alınan yüksek giriş ve üyelik aidatları ile bir de üzerlerinde demoklesin kılıcı eksik olmuyor. Daha düne kadar avukatın ücreti karşılığı bono almasını dahi avukatı tacir haline getireceği ve avukatlığın ticari bir is olmadıgı ve bononunda ticari bir belge olduğu yaklaşımı vardı. Avukat evine kömür, altına araba ya da konut alırken, bankalardan kredi kullanırken, cek ya da bono verir, imzalarken tacir olmuyor da, ücreti için cek ya da bono alınca mı tacir oluyor? Bir avukatın yanında sigortalı çalışan diğer bir avukata vekaletname veremeyeceğini düşünen, böyle bir vekalet olsa da geçersiz olacağını düşünen barolar vardı. Nihayet bunların bu yanlış görüşleri mahkeme kararları ile asilabildi. Ama tbb ve barolar avukatlık mesleğinin önündeki en büyük engel olarak dürüyor hala ve hukuki konular ile meslek dayanışması konusunun dısında ne kadar hamaset var ise onunla meşgul oluyor. Baro yk larına seçilenler de, acaba bir parti baskanı beni buradan görür mü diye kişisel ikballerini düşünüyor. O nedenle mesleki dayanışma konusu başlığı onemli, konu hem avukatlık yasası. Hem tbb meslek kuralları ve hem de uluslararası barolar birliği ilkeleri yönünden önemli. Biz sahip çıkmıyoruz. Avukata karsı is alan bir avukatın bu durumu barosuna yazılı olarak bildirmesi kuralını getiren meslek kuralları m.27/2 hükmüne bakarken, esasen avukatlık kanunu m.38/1-f bendindeki amir hükmü görmezden geliyoruz. Oysa bu kurala sahip çıkıldığı gibi angaryaya karsı da mücadele etmeli ve yeni kazanımlar için sendikalist mücadele yürütülmelidir. Bunu da bugünkü tbb ve baroların yürütmesi zor görünüyor.