Mesajı Okuyun
Old 11-07-2012, 18:25   #4
veyselaybek

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
E. 2009/49479
K. 2012/9378
T. 21.3.2012
• FAZLA ÇALIŞMA ALACAĞINDAN YAPILAN İNDİRİM ( Nedeniyle Reddine Karar Verilen Miktar Bakımından Kendisini Vekille Temsil Ettiren Davalı Yararına Avukatlık Ücretine Hükmedilemeyeceği )
• PRİM İLE ÇALIŞMA ( İşçilik Alacakları - Prim Ödemesinin Öngörüldüğü Çalışma Biçiminde Fazla Çalışmalar Saat Ücretinin % 150 Zamlı Miktarına Göre Değil Sadece % 50 Zam Nispetine Göre Hesaplanması Gerektiği )
• AVUKATLIK ÜCRETİ ( Fazla Çalışma Alacağından Yapılan İndirim Nedeniyle Reddine Karar Verilen Miktar Bakımından Kendisini Vekille Temsil Ettiren Davalı Yararına Hükmedilemeyeceği )
• ZAMLI SAAT ÜCRETİ ( Prim Ödemesinin Öngörüldüğü Çalışma Biçiminde Fazla Çalışmalar Saat Ücretinin % 150 Zamlı Miktarına Göre Değil Sadece % 50 Zam Nispetine Göre Hesaplanması Gerektiği - İşçilik Alacaklarının Tahsili )
4857/m.41,51
818/m.43,44,161/son, 325/son
ÖZET : Fazla çalışma alacağından yapılan indirim nedeniyle reddine karar verilen miktar bakımından, kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilemeyecektir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının fazla çalışma alacağı saat ücretinin %150 zamlı miktarına göre hesaplanmıştır. Ancak dosya içindeki bilgi ve belgelere göre davacının prim ile çalıştığı sabittir. Bu durumda prim ödemesinin öngörüldüğü çalışma biçiminde fazla çalışmalar, saat ücretinin % 150 zamlı miktarına göre değil, sadece % 50 zam nispetine göre hesaplanmalıdır.
DAVA : Davacı karşı davalı, ihbar tazminatı alacağının ödetilmesini, davalı karşı davacı, kıdem ve ihbar tazminatı, fazla çalışma, izin, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, ücret alacağı, prim alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, asıl davayı kabul etmiş, karşı davayı kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi C. Çelik tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : A ) Davacı-karşı davalının İsteminin Özeti:
Davacı-karşı davalı işveren, davalı-karşı davacı işçinin iş sözleşmesini haksız olarak sona erdirdiğini ileri sürerek, ihbar tazminatı alacağını istemiştir.
B ) Davalı-karşı davacının İstem ve Cevabının Özeti:
Davalı-karşı davacı işçi, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haksız olarak sona erdirdiğini ileri sürerek davacı işverenin davasının reddini savunmuş, karşı davası yönünden de kıdem ve ihbar tazminatları ile ücret, izin, fazla çalışma ve genel tatil alacaklarını istemiştir.
C ) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalı-karşı davacı işçinin iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davacı-karşı davalı işverenin davasının kabulüne, yine davalı-karşı davacı işçinin fazla çalışma, genel tatil, ücret ve izin alacağı bulunduğundan davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D ) Temyiz:
Kararı taraflar temyiz etmiştir.
E ) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı-karşı davalı işveren, davalı-karşı davacı işçinin iş sözleşmesini haksız şekilde sona erdirdiğini belirterek ihbar tazminatı talep etmiştir.
Davalı işçi ise bu dosya ile birleşen davasında iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız olarak sona erdirildiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı talep etmiştir.
Mahkemece iş sözleşmesinin işçi tarafından haksız olarak sona erdirildiği kabul edilmiştir.
Dosyadaki tanık beyanlarına göre pazarlama işi yapan işçi tarafından Denizli de bir müşteriye yüklüce bir satış yapıldığı, müşteri tarafından bunun karşılığında çek keşide edildiği ancak bunun karşılıksız çıktığı, bunun üzerine şirket müdürü ile işçi arasında tartışma yaşandığı sabittir. Bu durum karşısında iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız olarak feshedildiği ortadadır.
Davacı-karşı davalı işverenin ihbar tazminatı talebinin reddi ile davalı-karşı davacı işçinin kıdem ve ihbar tazminatının kabulü gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.
3-Fazla çalışma ücretlerinin hesabı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 41. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, fazla çalışma saat ücreti, normal çalışma saat ücretinin yüzde elli fazlasıdır. İşçiye fazla çalışma yaptığı saatler için normal çalışma ücreti ödenmişse, sadece kalan yüzde elli kısmı ödenir.
Kanunda öngörülen yüzde elli fazlasıyla ödeme kuralı nispi emredici niteliktedir. Tarafların sözleşmeyle bunun altında bir oran belirlemeleri mümkün değilse de, daha yüksek bir oran tespiti olanaklıdır.
Fazla çalışma ücretinin son ücrete göre hesaplanması doğru olmayıp, ait olduğu dönem ücretiyle hesaplanması gerekir. Yargıtay kararları da bu yöndedir ( Yargıtay 9.HD. 16.2.2006 gün 2006/20318 E, 2006/3820 K. ). Bu durumda fazla çalışma ücretlerinin hesabı için işçinin son ücretinin bilinmesi yeterli olmaz. İstek konusu dönemler açısından da ücret miktarlarının tespit edilmesi gerekir. İşçinin geçmiş dönemlere ait ücretinin belirlenememesi halinde, bilinen ücretin asgari ücrete oranı yapılarak buna göre tespiti gerekir. Ancak işçinin işyerinde çalıştığı süre içinde terfi ederek çeşitli unvanlar alması veya son dönemlerde toplu iş sözleşmesinden yararlanılması gibi durumlarda, meslek kuruluşundan bilinmeyen dönemler için ücret araştırması yapılmalı ve dosyadaki diğer delillerle birlikte değerlendirmeye tabi tutularak bir karar verilmelidir.
İşçinin normal çalışma ücretinin sözleşmelerle haftalık kırbeş saatin altında belirlenmesi halinde, işçinin bu süreden fazla, ancak kırkbeş saate kadar olan çalışmaları "fazla sürelerle çalışma" olarak adlandırılır ( İş Kanunu, Md. 41/3 ). Bu şekilde fazla saatlerde çalışma halinde ücret, normal çalışma saat ücretinin yüzde yirmibeş fazlasıdır.
4857 sayılı Yasanın 41. maddesinin dördüncü fıkrası, işçiye isterse ücreti yerine serbest zaman kullanma hakkı tanımıştır. Bu süre, fazla çalışma için her saat karşılığı bir saat otuz dakika, fazla süreli çalışmada ise bir saat onbeş dakika olarak belirlenmiştir. Bu sürelerin de sözleşmelerle attırılması mümkündür.
Parça başına veya yapılan iş tutarına göre ücret ödenen işlerde, fazla çalışma süresince işçinin ürettiği parça veya iş tutarının hesaplanmasında zorluk çekilmeyen hallerde, her bir fazla saat içinde yapılan parçayı veya iş tutarını karşılayan ücret esas alınarak fazla çalışma veya fazla sürelerle çalışma ücreti hesaplanır. Bu usulün uygulanmasında zorluk çekilen durumlarda, parça başına veya yapılan iş tutarına ait ödeme döneminde meydana getirilen parça veya iş tutarları, o dönem içinde çalışılmış olan normal ve fazla çalışma saatleri sayısına bölünerek bir saate düşen parça veya iş tutarı bulunur. Bu şekilde bulunan bir saatlik parça veya iş tutarına düşecek bir saatlik normal ücretin yüzde elli fazlası fazla çalışma ücreti, yüzde yirmibeş fazlası ise fazla sürelerle çalışma ücretidir. İşçinin parça başı ücreti içinde zamsız kısmı ödenmiş olmakla, fazla çalışma ücreti sadece yüzde elli zam miktarına göre belirlenmelidir.
Otel, lokanta, eğlence yerleri gibi işyerlerinde müşterilerin hesap pusulalarına belirli bir yüzde olarak eklenen paraların, işverence toplanarak işçilerin katkılarına göre belli bir oranda dağıtımı şeklinde uygulanan ücret sistemine "yüzde usulü ücret" denilmektedir. Yüzde usulünün uygulandığı işyerlerinde fazla çalışma ücreti, 4857 sayılı Kanunun 51 inci maddesinde öngörülen yönetmelik hükümlerine göre ödenir. İşveren, yüzde usulü toplanan paraları işyerinde çalışan işçiler arasında, Yüzdelerden Toplanan Paraların İşçilere Dağıtılması Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre eksiksiz olarak dağıtmak zorundadır.
Fazla çalışma yapan işçilerin fazla çalışma saatlerine ait puanları normal çalışma puanlarına eklenir ( Yönetmelik Md. 4/1. ). Yüzdelerden ödenen fazla saatlerde, çalışmanın zamsız karşılığı ile zamlı olarak ödenmesi gereken ücret arasındaki fark ödenir. Zira yüzde usulü ödenen ücret içinde fazla çalışmaların zamsız tutarı ödenmiş olmaktadır. Yapılan bu açıklamalara göre; yüzde usulü ya da parça başı ücret ödemesinin öngörüldüğü çalışma biçiminde fazla çalışmalar, saat ücretinin % 150 zamlı miktarına göre değil, sadece % 50 zam nispetine göre hesaplanmalıdır.
Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay'ca son yıllarda hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır ( Yargıtay 9.HD. 11.2.2010 gün 2008/17722 E, 2010/3192 K; Yargıtay, 9.HD. 18.7.2008 gün 2007/25857 E, 2008/20636 K. ). Ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir.
Dairemizin önceki kararlarında; fazla çalışma ücretlerinden yapılan indirim, kabul edilen fazla çalışma süresinden indirim olmakla, davalı tarafın kendisini avukatla temsil ettirmesi durumunda reddedilen kısım için davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiği kabul edilmekteydi ( Yargıtay 9.HD. 11.02.2010 gün 2008/17722 E, 2010/3192 K. ). Ancak, işçinin davasını açtığı veya ıslah yoluyla dava konusunu arttırdığı aşamada, mahkemece ne miktarda indirim yapılacağı işçi tarafından bilenemeyeceğinden, Dairemizce 2011 yılı itibarıyla maktu ve nispi vekâlet ücretlerinin yüksek oluşu da dikkate alınarak konunun yeniden ve etraflıca değerlendirilmesine gidilmiş, bu tür indirimden kaynaklanan ret sebebiyle davalı yararına avukatlık ücretine karar verilmesinin adaletsizliğe yol açtığı sonucuna varılmıştır. Özellikle seri davalarda indirim sebebiyle kısmen reddine karar verilen az bir miktar için dahi her bir dosyada zaman zaman işçinin alacak miktarını da aşan maktu avukatlık ücretleri ödetilmesi durumu ortaya çıkmaktadır. Yine daha önceki kararlarımızda, yukarıda değinildiği üzere fazla çalışma alacağından yapılan indirim sebebiyle ret vekâlet ücretine hükmedilmekle birlikte, Borçlar Kanununun 161/son, 325/son, 43 ve 44 üncü maddelerine göre, yine 5953 sayılı Yasada öngörülen yüzde beş fazla ödemelerden yapılan indirim sebebiyle reddine karar verilen miktar için avukatlık ücretine hükmedilmemekteydi. Bu durum uygulamada hakkaniyete aykırı sonuçlara neden olduğundan ve konuyla ilgili olarak Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde de herhangi bir kurala yer verilmediğinden, Dairemizce eski görüşümüzden dönülmüş ve fazla çalışma alacağından yapılan indirim nedeniyle reddine karar verilen miktar bakımından, kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilemeyeceği kabul edilmiştir.
Somut olayda mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının fazla çalışma alacağı saat ücretinin %150 zamlı miktarına göre hesaplanmıştır. Ancak dosya içindeki bilgi ve belgelere göre davacının prim ile çalıştığı sabittir. Bu durumda prim ödemesinin öngörüldüğü çalışma biçiminde fazla çalışmalar, saat ücretinin % 150 zamlı miktarına göre değil, sadece % 50 zam nispetine göre hesaplanmalıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 21.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
yarx