Mesajı Okuyun
Old 05-08-2015, 17:25   #2
Av.Duygu Işık Behrem

 
Varsayılan

Meslektaşım,
Tam ofisten çıkmak üzereyim. Çıkarayak şöyle bir karar buldum; belki işinize yarayabilir.

Alıntı:
T.C.
YARGITAY
8. HUKUK DAİRESİ
E. 2013/12974
K. 2014/1413
T. 31.1.2014
• MİRASIN HÜKMEN REDDİ DAVASI ( Taraflardan Tesahüple İlgili Delillerinin Sorulması Gereği - Davacının Mirası Kabul Anlamına Gelecek Davranışlarının Bulunup Bulunmadığının Mirası Hükmen Reddine Engel Olacak Tereke Mallarını Kendisine Mal Edinme Durumunun Geçekleşip Gerçekleşmediğinin Belirlenmesi Gereği )
• MİRASI KABUL ANLAMINA GELECEK DAVRANIŞLAR ( Mirasın Hükmen Reddi Davası - Mirasın Hükmen Reddine Engel Olacak Tereke Mallarını Kendisen Mal Etme Durumunun Gerçekleşip Gerçekleşmediğinin Belirlenmesi Gereği )

...
Öyleyse mahkemece yapılacak iş; mirasbırakanın ölüm tarihi itibarıyla borç miktarını tespit etmek, aynı tarih itibarıyla taşınır ve taşınmaz malvarlığını, varsa hak ve alacaklarını, tarafların bu hususta gösterecekleri delilleri toplamak suretiyle saptamak, mirasbırakanın borcundan dolayı mirasçılar aleyhinde yürütülen takiplere dair icra dosyalarını getirtmek, davalı tarafça, murisin borçlarının mirasçıları tarafından kısmen ödendiğinin ileri sürüldüğü gözetilerek taraflardan tesahüple ilgili delillerini sormak, davacının mirası kabul anlamına gelen davranışlarının bulunup bulunmadığının tespit etmek, mirasın hükmen reddine engel teşkil eden Türk Medeni Kanunu'nun 610/2. maddesinde sözü edilen tereke mallarını kendisine mal edinme durumunun gerçekleşip gerçekleşmediğini incelenmek ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonucuna göre karar verilmektir. Mahkemece tüm bu hususlar gözetilmeden yetersiz bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulması doğru değildir.

Kabule göre de; yerel Mahkemenin yargılamayı sonuçlandırdığı kısa kararda; davanın kabulüne denmiş ancak bir hüküm oluşturulmamış olması ve gerekçeli kararda kurulan hükmün 1. bendinin son cümlesinde davanın T.M.K.nun 605/2 maddesinde tanımlı hükmen ret davası olduğu gözetilmeksizin "... mirasın gerçek reddinin tesciline...", denmesi de doğru olmamıştır.


Kararın gerekçesinde "icra dosyaları getirtilerek" inceleme yapmak dediği için, bu kararı kullanabilirsiniz diye düşündüm.

Ancak hukuk mantığım da şunu söylüyor:

Karşı taraf (mirasçı), murisin borcunun sadece bu icra dosyasına konu borçtan ibaret olduğunu zannederek hareket etmiş ve ödeme taahhüdünde bulunmuş olabilir.
Vakit geçtikçe murisin borca batık durumda olduğunu (aktifinin pasifinden fazla olmadığını) , kendisinin de bu borcun altından asla kalkamayacağını fark etmiş olabilir. Bu durumda iyi niyetli mirasçının da korunması gerektiği düşüncesindeyim. Bu hususun mirasçı tarafından ispatı da mümkündür bana göre.