Mesajı Okuyun
Old 24-09-2008, 23:13   #42
Gülümse

 
Varsayılan Metropolitan Müzesi ve fareler...

Metropolitan müzesini gördün mü diye soranlara tek bir cevap veriyorum; "Evet gezdim hatta bazı bölümlerini ezberledim bile"

Yaklaşık on beş gün kadar her sabah müze açılışında müzeye girip, müze kapanıncaya kadar müzede kaldım... Sigara içmek istediğimde müzeden çıkap merdivenlere oturup sigaramı içtim (o zamanlar sıkı bir tiryakiydim), evde hazırladığım tostumu Van Gogh'un önünde yedim, kulağımda kulaklığım istediğim müzeği dinleyerek özgürlüğün tadını çıkardım.

Benim gibi müzeyi düzenli gelen tanıdık simalarla selamlaşmaya, renkleri günlük olarak değişen bilet markalarını şapkama sıkıştırak dolaşmaya başladım. Kısa süre sonra gişede yazan bilet parasının aslında tavsiye edilen bilet parası olduğunu, aslında istediğimiz parayı ödeyebileceğimizi öğrendim...

Ama en güzeli o müzenin önündeki büyük geniş merdivenlerdir. Gezenler yorgunluğunu atmak için orada uzanır hatta uyur, yemeklerini yer, sevdiklerinle orada buluşurlar.

O gün müzeden çıktıktan daha doğrusu müze kapandıktan sonra merdivenlere oturup beni almaya gelecek aile dostumu beklemeye başladım. Önceleri benim gibi bekleyen büyük bir kalabalık varken ilerleyen saatlerde dağıldılar, bir iki kişi dışında kimse kalmadı.

Bende beni almaya gelecek dostum beni arama ihtimaline karşılık kulağımdaki kulaklığı çıkardım. Biraz sonra kuş cıvıltısına benzeyen sesler dikkatimi çekti. Başımı kaldırıp sütunların arasın baktım ama gevezelik eden kuşları göremedim. Yeniden dikkatimi yola çevirdiğimde kuş cıvıltılarının iyice arttığını ve seslerin oturduğum seviyeden geldiğini anlayarak arkamı döndüm...

Birde ne göreyim bir sürü fare iki basamak üstümde kaynaşıp duruyorlar. Şaşkınlıkla ayağa fırladım. Gözlerime inanamıyordum. Hani korku filmlerinde yüzlerce fare bir arada olur ya, aynen öyle. Üstelik müze kapısana doğru fare sürüsü çoğalıp artıyordu...

Önce gözlerimin beni yanıltığını düşündüm ama dikkatli baktıkça ciddi bir fare sürüsünün ortasında kaldığımı fark ettim... Tam o sırada aile dostum arabasını müzenin önüne yanaştırdı. Sakin sakin farelerin bulunduğu basamaklardan aşağıya inmeye başladım. Ben indikçe fareler kenara çekiliyor bende rahat rahat iniyordum. Arabaya vardığımda heyecanla bağırdım "Fareleri gördün mü?"

Aile dostum güldü, sonradan öğrendim ki NY de yaşamak farelere alışık olmak demekmiş... İşin aslını sorarsanız ben farelere sadece Metropalitan Müzesinin merdivenlerinde gördüm. Tabi herkez evine gittikten merdivenlerde oturan kimse kalmadığı zaman...