Mesajı Okuyun
Old 17-06-2011, 21:23   #2
av.elfida

 
Varsayılan

Madde 545 - Miras sözleşmesinin geçerli olması için resmi vasiyetname şeklinde düzenlenmesi gerekir.

Sözleşmenin tarafları, arzularını resmi memura aynı zamanda bildirirler ve düzenlenen sözleşmeyi memurun ve iki tanığın önünde imzalarlar.


Madde 532 - Resmi vasiyetname, iki tanığın katılmasıyla resmi memur tarafından düzenlenir.

Resmi memur, sulh hakimi, noter veya kanunla kendisine bu yetki verilmiş diğer bir görevli olabilir.


resmi vasiyetnameler uygulmada noterler tarafından düzenlenmektedir ve noterler bu konuda yetkili kişilerdir. avukatlara bu hak tanınmamıştır. resmi vasiyetname noterlerin düzenleme şeklinde yaptıkları işlemlerdendir.yani sizin yapacağınız söleşmenin noter tarafından onaylanması dahi geçersizdir. Hem ekte sunduğum yargıtay kararına bakılırsa işleme kim başlamışsa o bitirmelidir.sayfanın ilkinde noterin imzasının ikincisinde ise vekilinin imzasının bulunmasını dahi geçersiz saymıştır.bu nedenle siz müvekkilinizin işlemini riske atmayın.notere yönlendirin. kolay gelsin.
YARGITAY 2.HUKUK DAİRESİ
Tarih: 18.7.2005 Esas: 2005/8654 Karar: 2005/11578

Resmi Vasiyetnamede Baştan İtibaren Tüm İşlemlerin ve Son İmza İşleminin Aynı Memur Tarafından Yapılması Gerekir


Özet:Resmi vasiyetnameyi tanzim eden memurun yaptığı işlemler tevsik işlemidir. Bu nedenle baştan itibaren tüm işlemlerin aynı memur tarafından yapılması ve son imza işleminin de tahriri alan, okuyan ve vasiyetçi ile tanık sözlerini dinleyen, yazdıran memur tarafından yapılması zorunludur. Bu yön, işlemlerde birlik prensibinin zaruri bir sonucudur. Dosya kapsamından, resmi vasiyetnameyi düzenleyen kimsenin vasiyetnamede imzası bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında vasiyetnamenin iptali talebinin kabulü gerekir.


- 4721 sayılı TÜRK MEDENİ KANUNU m.531,532,533,536

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü.
Vasiyet resmi senet ile veya vasiyet eden kimsenin el yazısı ile yapılabileceği gibi sözlü dahi yapılabilir (TMK. mad. 531). Resmi vasiyet senedi, iki tanık huzurunda sulh hakimi, noter yahut kanunen bu husus ile tavzif edilen memur tarafından tanzim edilir (TMK. mad. 532). Vasiyet eden kimse, arzularını resmi memura takrir edip onun tarafından yazıldıktan veya yazdırıldıktan sonra okuması için kendisine verilir (TMK. mad. 533). Vasiyet eden kimse vasiyetnameyi okuyamaz ve imza edemez ise resmi memur tanıklar huzurunda vasiyetnameyi kendisine okur. Vasiyetçi vasiyetnamenin son arzularını içerdiğini beyan eder (TMK. mad. 535). Vasiyetname vasiyet eden kimse tarafından okunur ve imza olunduktan sonra resmi memur tarafından tarih yazılarak imzalanır (TMK. mad. 533).
Görüldüğü gibi resmi vasiyetname düzenlenmesine iştirak eden kişilerin kimliği önem taşıdığı gibi, kanun, bazı işlemlerinde bizzat resmi memur tarafından yapılmasını emretmiştir. Söz konusu kişinin bu işle görevli resmi memur olup olmadığı, engelinin (TMK. mad. 536) bulunup bulunmadığı kimliğinin tereddüt yaratmayacak bir biçimde belli olmasına bağlıdır. Resmi memurun yaptığı işlemler tevsik işlemi olduğu için baştan itibaren aynı memur tarafından yapılması ve son imza işleminin de tahriri alan, okuyan ve vasiyetçi ile tanık sözlerini dinleyen, yazdıran memur tarafından yapılması zorunludur. Bu yön işlemlerde birlik prensibinin (Y. 2. HD.12.11.1965 gün 3008/5432 sayılı kararı) zaruri bir sonucu olmaktadır. Öte yandan noterlik işlemlerinde, ilgilinin imzasının ve noterin onayını taşımayan çıkıntılar geçerli değildir. Çıkıntılar el yazısı ile yapılamaz (Noterlik Kanunu mad. 81).
Söz konusu vasiyetname düzenlenirken gerekli olan bütün yerlerde Ç. Birinci Noteri A.T`nin ismi yazılmıştır. Ancak birinci sahifenin başında yer alan bu isim ikinci sahifede imza mahallindeki isim altında "vekili O.Ş.`nin" kaşesinin basıldığı ve onun tarafından imzalandığı görülmektedir.
Bu hal söz konusu vasiyetnameyi düzenleyen kişinin kimliği hakkında tereddütler yaratmaktadır. İkinci sayfadaki onayın Noter A.T.`ye ait olmadığından yukarıda açıklanan kural uyarınca geçerli değildir. Böyle olunca takriri alanın ve düzenleme yapanın N.A.T. olduğunu kabul etmek zarureti ortaya çıkmakta olup söz konusu kişinin imzasını muhtevi olmayan belgeyi de resmi vasiyetname olarak nitelemek doğru olmaz. Şu halde davanın kabulü gerekirken reddi usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 18.07.2005