Mesajı Okuyun
Old 09-06-2023, 09:16   #4
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Mahkeme kararı bence yerindedir.
Olayda etkin pişmanlık hükümleri uygulanamaz...
Bu olaya özel olarak sırf şikayetçinin şikayetinden vazgeçmesi sanık lehine etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması için yeterli değildir.
Fail iadeyi isteyerek yapmamış ise, bu durumda etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanamayacaktır. Şikayetçinin şikayetinden vazgeçmesi sonuca etkili değildir.
Örneğin, iade ve tazminin cebri icra yoluyla gerçekleştirilmesi, zararın failin rızası hilafına veya ondan habersiz olarak üçüncü kişilerce giderilmesi, failin yakalanmamak için kaçarken atması sonucu eşyanın ele geçirilmesi, kaçarken yakalanan failin üzerinde ele geçmesi gibi hallerde failin gerçek anlamda pişmanlığından söz edilemeyeceğinden 5237 sayılı TCY’nın 168. maddesinin uygulanma koşulları oluşmayacaktır.
Yine yakalanan failin üstü aranırken eşyanın ele geçmesi veya kolluk güçlerinin ya da mağdurun araştırması sonucu eşyanın bulunması durumunda veya sanığın, tanık tarafından yakalanıp suça konu eşyaya elkonulması ya da elkoymanın kaçınılmaz olduğu durumlarda rızai iadeden söz edilemeyecektir.
Fail yada suç ortağının kaçarken eşyayı atması veya düşürmesi veya yakalanması sonucu mala elkonulması hallerinde de failin pişmanlığından söz edilemez. Yine fail, suçüstü yakalanmanın sonucunda malı teslim etmek zorunda kalmış ise iade söz konusu değildir
Sayın Av. Suat;

Sanığın/failin kovuşturma aşamasında pişmanlık duyması da mümkündür. Suça konu malın ve/veya failin yetkili makamlarca ele geçirilmesinden önce zararın karşılanması mümkün olabileceği gibi, failin/malın ele geçirilmesinin ardından zararın giderilmesi durumunda mutlak anlamda pişmanlığın varlığının aranamayacağını öne sürmek, niyet okumak anlamına gelebilir. Zira kanunun lafzından da, değindiğiniz şekilde bir çıkarım yapmak mümkün görünmemektedir.

Verdiğiniz örneklerden farklı olan somut durumda, zarar giderilmiş ve şikayetten vazgeçilmiş, suça konu mal faille birlikte/suçüstü ele geçirilmemiş, failin iradesiyle zarar giderilmiştir. Sanığın kovuşturma öncesinde iradesiyle zararı gidermemiş olması ve fakat zararı daha sonra gidermiş olması durumunda, "mahkumiyete ilişkin ceza alacağı baskısıyla zararı gidermiş olduğundan pişman olarak kabul edilemez" şeklindeki yorum, atıfta bulunduğum maddedeki düzenlemeyle örtüşmemektedir.

Saygılarımla...